31 Temmuz 2013 Çarşamba

Diyet içecekler belinizi genişletiyor!

Diyet içeceklerin aslında kilo aldırabileceğini ve günde 2 veya daha fazla diyet içecek tüketen kişilerin içmeyenlere göre bel genişliğinin yaklaşık 5 kat daha fazla artığı belirtildi.

San Antonio’da olan Texas Sağlık Bilimleri Merkezi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen 474 yaşlı kişinin katısalldığı ve Amerikan Diyabet Derneği’nin toplantısında sunulan bir araştırmaya göre, günde 2 veya daha fazla diyet içecek tüketen kişilerin içmeyenlere göre bel genişliği yaklaşık 5 kat daha fazla artıyor.

Los Angeles Times’ın yansıttığı araştırmada, sağlıklı bir alternatif olarak diyet gazlı içeceklerin kalorisiz olabileceği lakin, sonuçlarının farklı olabileceğine dikkat çekiliyor.

Haberde, gazlı içeceklerin yapay olarak tatlandırılmış olmasının kilo yapacağı anlamına gelmediği vurgulanarak, Purdue Üniversitesi’nden bilim adamı Richard Mattes’in şişman insanların daha çok diyet içecekler yemeyi tercih ettiklerini söylediği belirtildi.

"Asıl sorun diyet içecekler değil fazla tüketim"

Richard Mattes ayrıca, sorunun üründe olmadığına dikkat çekerek, asıl sorunun insanların bu ürünleri diyet olduğu açısından daha çok tüketebileceklerini düşünmesinin olduğunu vurguluyor.

Kaloriden daha önemli unsurlar var

Mattes’in diyet gıdaların kilo almayı ya da vermeyi desteklemediğini belirttiği haberde, araştırmada da insanların kaç kalori aldığının takip edilmediği yaş, cinsiyet, eğitim, yaşadığı yer, diyabet durumu boş zaman aktiviteleri ve sigara içme durumunun göz önünde bulundurulduğu ifade ediliyor.

Haberde, daha önce yapılan araştırmalarda da obezite ve diyet içecek tüketimi arasında bağlantı bulunduğu ifade edilerek, fareler üzerinde yapılan bir araştırmanın, yapay tatlandırıcının pankreastaki insülin segregasyonunu değiştirdiği ve bununda beyindeki açlığı dengeleyen hücreleri etkilediği belirtiliyor.

"Diyet içeceklerin etkisi kısmen psikolojik"

Ayrıca, araştırmacılardan epidemiyolojist Sharon Fowler, diyet gazlı içeceklerdeki kimyasalların kilo aldırmasının açıklamasının kısmen psikolojik olduğuna dikkat çekiyor.

Harvard Üniversitesi epidemiyolojist Dariush Mozaffarian’ın da taze bir araştırmasında, kilo almaya katkı yapan yiyecek ve içecek listesinde, gazlı ve tatlı içeceklerin içilmemesi gerektiğini belirterek, sıfır kalori gazlı içeceğin, kilo vermek isteyenler açısından bırakma sürecinde iyi bir tercih olabileceğini söylediğine dikkat çekiliyor.

Kaynak: Milliyet

Kilo vermede püf hususlar

Televizyon karşısında geçireceğiniz maksimum saat süresi
68 bin kadın üzerinde yapılan bir deney 2 saatten fazla televizyon izleyen kadınların obez olma ihtimalinin yüzde 23, diyabet hastalığına yakalanma ihtimalininse yüzde 14 daha fazla olduğunu ortaya çıkarmış. Televizyon karşısında sürekli oturma, hareketsizlik ve atıştırma gibi etkenler kilo almamıza sebebiyet oluyor. Dolayısıyla televizyon karşısında geçirilecek vakti minimumda tutmak, illa atıştırılacaksa meyvelerin tercih edilmesi sağlıklı olacaktır.

Bir günde tüketilmesi gereken öğün adedi
Uzmanlar günde 3 ana öğün ve en az 2 fasıla öğün tüketilmesi gerektiğinin altını sürekli çiziyorlar. "Ne kadar az yersem o kadar çok kilo veririm" kesinlikle yanlış bir inanıştır. Bunu düşünerek, öğle veya gece fark etmez; herhangi bir öğün atlanırsa, bu diyet kilo verememekten ziyade kilo almaya bile dönüşür. Unutmayın atlanan öğün, insanı kan şekerinde düzensizliğe ve çabuk acıkmasına sebebiyet olur. Böylece bir sonraki öğünde daha çok besin tüketilir ve kilo alımı burada devreye girmeye başlar.

Bir günde yapmanız gereken yürüyüş dakikası
Uzmanlar en az yarım saatlik bir yürüyüşün genel sağlık açısından oldukça faydalı olduğunu söylüyor. Fakat kilo vermek istiyorsanız tüm diyetlerin yanında yapmanız gereken bir şey varsa, o da en az 1 saatlik tempolu yürüyüşlerdir. Amerika’da bu konuyla ilgili yapılmış bir araştırma her gün düzenli olarak bir saat tempolu yürüyüş yapan kadınların obez olma ihtimallerinin yüzde 24, diyabet hastalığına yakalanma ihtimallerinin ise yüzde 34 azaldığını ortaya çıkarmış. Dikkat etmeniz gereken konu ise ağır yemeğin hemen ardından yürümemek ve yanınızda daima su bulundurmak.

Günde alınması gereken maksimum yağ gramı
Aldığınız yağı kontrol altına almak artık çok kolay. Çünkü raftan aldığınız her ambalajın arkasına baktığınızda içeriğini oranlarıyla görebilmeniz mümkün. Bu biçimde bilinçli yağ tüketimine özen göstermeniz formunuzu korumanız açısından oldukça faydalı. Eğer ortalama kilo ve boyda bir insansanız 70 gram bir günde almanız gereken maksimum gram miktarıdır. Eğer kilo verme aşamasındaysanız tüketeceğiniz yağ miktarı maksimum 50 gram olmalı.

Bel çevrenizin santimetre olarak maksimum miktarsü
Bel çevrenizin kalınlığının nelere yol açtığını biliyor muydunuz? Bölgedeki yağ perdesi büyümeye başlar, böbreklere baskı yapar, tansiyonu yükseltir, karaciğeri zehirler, yüksek kolesterol yaratır, şeker hastalığını ortaya çıkarır, safra taşları yapar, bağırsaklarda tehlikeli durumlar yaratır. Görüldüğü üzere bel çevresinin miktarsü sağlık açısından oldukça önemli bir konu. Hatta doktor Mehmet Öz, tartılmak yerine belimiz ölçmenin daha önemli olduğunu söylüyor ve kadınların 93, erkeklerin 101 santimetreyi geçmeleri durumunda sağlık riskinin arttığını belirtiyor.

Her gün eksik almanız gereken kalori miktarı
Fazladan 3.500 kalorinin 450 gr almak anlamına geldiğini hatırlatalım. Bu da yılda 35 bin kalori, yani 4.5 kilo anlamına geliyor. Bunu her gün 100 kalori daha az alarak önleyebilirsiniz. Nasıl mı? Bir dilim ekmek daha az alarak, iki ızgara sosis yerine bir haşlanmış sosis yiyerek, iki bardak portakal suyu yerine iki portakal tüketerek, iki yağlı yoğurt yerine iki az yağlı yoğurt seçerek veya mayonez yerine az yağlı salata soslarında tercih ederek...

Uyuyarak kilo verin!

Uyku kuralları

• Kendinize düzenli ir uyku programı hazırlayın. Her gün aynı saatte uyuyup aynı saatte uyanmaya çalışın. Ortalama yedi saat uyumalısınız. Yapılan çalışmalar, kilo vermeye çalışan insanların 6-8 saat uyumaları gerektiğini gösteriyor.
• Öğlen ikiden sonra kafein almayın. Sabahları en sert kahvenizi içebilirsiniz ama öğleden sonra mümkünse yalnızca su açısından.
• Eğer geç saatte egzersiz yaparsanız, uyumakta güçlük çekebilirsiniz. Egzersizi daha erkene alın.
• Uyumadan üç saat öncesine kadar alkol almayın, uykunuzu kaçırabilir. Bu özellikle de kadınlar açısından geçerli. Michigan Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, gece alkol alan kadınların alkol alan erkeklere nazaran daha sık uykularının bölündüğü ortaya çıkmış.
• Her sabah 15 dakika güneş ışığından faydalanın. Bu yalnızca uyku hormonlarının şalterini kapatmaz, melatonin hormonunu ve uyku saatinizi de düzenler. Bir yandan D vitamini ihtiyacınızın bir kısmını da karşılarsınız. Böylece daha az yorulur, daha çok kilo verirsiniz.

Yeme kuralları

• Daima kahvaltı yapın. Bolca protein içermesine de dikkat edin. Beyazlardan ise uzak durun. Beyaz ekmek ve mısır gevreği, şeker seviyenizi aniden arttırarak enerji seviyenizi düşürür. Sabahları 5 gr protein (örneğin bir avuç içi kadar fındık) almak ise, uyanık kalmanızı sağlayan hormonları düzenler.
• Günde üç ya da dört öğün tüketmek yiyin. Porsiyonlarınız küçük olsun. Ancak son öğününüzü asla gece 7’den sonraya bırakmayın.
• Eğer gece mide gurultularından rahatsız olursanız ve acıkma krizine girerseniz, gece 7 kuralını unutun. Yatmadan bir saat önce bir bardak süt ve iki yulaflı kek yiyin.
• Demirden zengin yemekler tüketin. Diyet yapanlar daima demiri az alırlar, fakat enerji açısından demir şart. (yüksek demir içeren yemekler; biftek, kuzu eti, kuru meyve, balık, yumurta)
• Akşam son yemeğiniz, az karbonhidratlı olmalı. Protein ve kalsiyum içeren yemekleri de tercih edin.

Rahat uyku mönüleri

1. 75 gr kuskus üzerine 100 gr nohut, iki sayı kuru kayısı, ıspanak yaprakları ve domates ekleyin.
2. Küçük bir pizza hamuru hazırlayın (75 gr), üzerine bir tüketmek kaşığı domates püresi sürün, 50 gr mozarella peyniri ve biraz karamalize soğan ekleyin. Ispanaklı ve balsamik salata ile servis edin.
3. 75 gr ızgara etin yanında kırmızı lahana, soğan ve 200 gr patates ve biraz süt ile yapılmış püre yiyebilirsiniz.

Zinde tutan mini öğünler

Az yağlı bir kap yoğurt ile bir şeftali
25 gr fındık, ceviz ya da badem
8 tane kuru kayısı
1 yumurta
Bitter çikolata
Bir avuç kabak çekirdeği ve biraz üzüm

Size uygun bir diyet var!

Atkins, Montignac (Montinyak), Zone, SouthBeach, Miami, Taş Devri ve son olarak Dukan... Milyonlarca insanın kilo vermek açısından uyguladığı popüler diyetlerden bazıları... Sağlıklı yaşam ve diyet endüstrisi milyar dolarlık ciroya sahip dev bir sektör. Türkiye de bu sektörden nasibini alıyor. Giderek artan şişman ve obez adetsı tehlikeyi ortaya seriyor. Obezite Araştırma Derneği’nin verilerine göre Türkiye’deki fazla şişman ve obez adetsı 20 milyon kişi civarında.
2 bin 500 diyetisyen görev yapıyor ve Türk insanı zayıflamak açısından yılda 5 milyar dolar harcıyor. Böyle iştah açıcı bir pazarda hızlı ve kalıcı zayıflamayı vaadeden diyet reçeteleri milyonları peşinden sürüklüyor. Ancak uzmanlar hızlı zayıflatan diyetlerin aynı hızla kilo aldırdığına, telafisi olmayan hasara sebebiyet olduğuna dikkat çekiyor. 25 yıldır diyetisyen olarak çalışmalarına devam yapan diyetisyen Taylan Kümeli ile sağlıklı beslenme, zayıflama ve moda diyetler üzerine konuştuk.

Su içmek sebebiyet önemli?
Her idrara çıkışımız 35 kalori atılmasını sağlar. Su içtikçe metabolizma hızlanır. İdrarınızın rengi bembeyaz olana kadar bol su içmeli. Gerçek temizlenme o zaman yaşanır. İdrardaki ak renk, vücudun detoks yaptığı anlamına gelir. Fiziksel aktivite de kas miktarını arttırarak daha çok yağ yakmaya sebebiyet olur.

Sizin programınız nasıl?
Püf noktası sağlıklı yaşam ve diyet sistemini kişiye göre adapte etmek. Kişinin metabolizmasını, genetiği, sosyal alışkanlıklarını yok sayamazsınız. Biri tatlıyı seviyorsa ve diyetisyen bu gerçeği kabul edip, tatlıyı nasıl yemesi gerektiğini anlatırsa, o kişi hayat boyu doğru biçimde, kilo almadan tatlı yer. Beş ayda verilen kilo, iki ayda geri alınıyorsa, bu kiloyu vermenin ne anlamı var?
Hayatınız boyunca Dukan yada Montinyak gibi bir sitemle beslenmek mümkün mü? Hayır. Ama uyguladığımız kişiye özgü tat, metabolizma ve biyokimyasal analiz testlerinden sonra, ortaya çıkan sağlıklı beslenme modeliyle kilo vermek ve bir daha o kiloyu geri almamak mümkün. Acı, ekşi, tatlı, tuzlu ve tüm tatları içinde barındıran wasabi’den oluşan beş tat üzerinden yaptığımız testle kişinin tüketmek ve yaşam alışkanlıkları ortaya çıkarıyoruz. Biyokimyasal analiz, aileden gelen hastalıkları inceledikten sonra tüm veriler değerlendirilerek bir planlama oluşturuluyor. Bu kişinin hayat boyu kullanacağı bir şey.

40’tan sonra metabolizma yavaşlar mı?
Kağıt üzerinde 40, 60 ya da 20 yaşında gözükürsünüz ama biyolojik olarak vücudumuzun içinde bulunduğu yaş, o yaşa gelene kadar vücudunuza yaptığınız artılar ve eksilerin muhasebesidir. Metabolizmayı üç şey hızlandırır: Az az ve sürekli tüketmek, bol su içmek ve fiziksel aktivite de bulunmak. Yemeğinizi aralıklarla üç ana öğün olarak yer ve doğru fasıla öğünleri yani belli saatlerde, belli ölçüde yiyeceği hayatınıza sokarsanız kilo vermeye başlarsınız.

Çocukları obeziteden korumak açısından ebeveynlere ne önerirsiniz?
Anne ve baba çocuğa model olmalı. “Bunu yeme kilo alırsın” demek, sürekli ikaz etmek yerine, eve abur cubur almamak, ev yemeklerine ağırlık vermek önemli. Çocuklar evde kahvaltı yaparak güne başlamalı.

Uzmanlar uyarıyor
Dukan, Atkins, Taş Devri gibi yüksek proteinli diyetler böbrek, kalp damar hastalığı olan kişiler ve obezite sorunu olanlar açısından uygun değil. Uzun süre yapılan yüksek protein diyeti, yüksek kolesterol ve kas zayıflığı gibi çeşitli hastalıklarna yol açabiliyor.

Tatlıya evet ama...
Rafine şeker vücudumuz açısından yapılmış bir gıda değildir. Tatlı yediğimizde hücre o tatlıyı kabul etmek istemiyor. Böylece kan şekerimiz çok yükseliyor. Ağır hamur işi tatlı yerken yanında süt, yoğurt, peynir gibi besinler alındığında şeker emilimi yavaşlayarak vücutta ani çıkışlar yaşanmasını ve acıkmayı engeliyor. Mesela Karadenizlilerin tatlının yanında ayran içmeleri çok doğru bir davranış. Kişinin canı tatlı tüketmek istediğinde, sütlü tatlılar ya da yoğurt içine kurutulmuş meyve katarak yemeyi tercih etmesi gerekiyor.

İçkiden korunmak açısından
Rutin içiciyseniz, aldığınız kilonun yüzde elliye yakını içki yüzündendir. Çünkü içkinin bir gramında yedi kalori bulunuyor. İki yıl önce Columbia Üniversitesi’nin yaptığı araşırmaya göre içki içmeden maksimun iki saat yada minimum beş dakika önce, 1000 mg C vitamini - ki bu vitamin kolojen dokuyu koruyucu özelliğe sahip - ve bir antioksidan aldığınızda, bu vücudu içkiye karşı koruyor. İçkiyi içtikten sonra da bunu vücudunuzdan atacak, temizleyecek çinko pikolinat türevi bir mineral kullanıldığında, içki sonrasında da tatlı yada meyva yenmediğinde kesinlikle, içkiyle vücuda giren kalori kiloya dönüşmüyor.

Dukan Diyeti
Sınırsız protein tüketip aç kalmadan, az ölçüde yağ kullanarak direkt vücudun, mevcut yağ depolarından yakma üzerine kurulu bir sistem var. Dukan diyeti kişinin kilo vermesi ve inilen kilonun korunması amacıyla birbirini takip yapan dört aşamadan oluşuyor.

İlk iki aşama kilo vermek üzerine kurulu, diğer aşamalar ise kiloyu sabitleme ve ömür boyu korumayı sağlıyor. Üç ve dördüncü aşamada belli sebze ve meyveler yenilebiliyor. Dört ayrı diyetin ilk hedefi hızlı bir başlangıçla moral verecek kadar kilo kaybı. Aşamalardan geçilerek gelinen son aşamadaysa hayat boyu kilo almamak açısından saf proteinli perşembeler, asansör kullanımını bırakmak ve her gün üç çorba kaşığı yulaf kepeği anahtar olarak kullanılmış.

Karatay Diyeti
Kardiyolog ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay düzenli protein alarak, kalori hesabı yapmadan zayıflamayı vadediyor. Sadece karbonhidrat ve şekeri keserek kısa sürede kilo vermek açısından Karatay’a göre güne sağlam bir kahvaltıyla başlamak şart. Her sabah tereyağlı organik yumurta, 10 zeytin ve peynirden oluşan mönüde istenildiği kadar tavuk, balık, kırmızı et var. Ekmek, pilav, makarna, patates ve şekeri kesmek gerek. Ekmek yerine belli ölçüde ceviz, fındık, fıstık, badem tüketiliyor. Nohut, fasulye, mercimek, armut, elma ve erik tüketilebiliyor. Tereyağ ve zeytinyağı öneriliyor.

Montinyak Diyeti
Fransız Doktor Montignac tarafından olan diyetin en önemli özelliği proteinlerle karbonhidratların farklı öğünlerde tüketilmesi. Çünkü proteinler lifli sebzelerle alındığında vücudun yağ depolamasını sağlıyor. Diyetteki ana amaç, gıdaları karbonhidratlarla karıştırmayıp pankreasın insülin salgılamasını engellemek. İlk önce ak un ve şeker listeden çıkarılıyor. Ama karbonhidratlı bir öğünün ardından en az üç dört saat fasıla vererek bir sonraki öğüne geçmek gerekiyor. Öğün atlamak yasak. Günde bir, iki kadeh kırmızı şarap serbest.

Taş Devri Diyeti
Adından anlaşılacağı üzere tüketmek yeme alışkanlığının ‘o devrin’ doğa koşullarına göre devam etmesi gerektiğini hedefleyen bir yöntem. Zira Taş Devri’nden bugüne insan genlerinde değişiklikler gerçekleştiği gibi çevresel şartlar ve gıda maddelerinde değişim yaşandığı biliniyor. Doğkırmızı olmayan, işlenmiş ve katkı konulmuş gıdalardan korunarak protein ağırlıklı bir program sunuyor. Üç ak; tuz, şeker ve un yasak ya da çok sınırlı tüketiliyor.

Her yiyecek doğadaki şekline en yakın olarak yeniyor. Yasak gıdalar haricinde yeme sınırı yok. Çiğ yemekler toplam diyetin en az yüzde 60’ını oluşturmalı. Tüketilen etler yağsız olmayacak ve fazla pişirilmeyecek. Buğulama ve güveçte pişirme yöntemleri de öneri edilen tekniklerin başında. Doğkırmızı yumurta günde dört taneye kadar yenilebiliyor. Sebzedeyse patates hariç hepsi daha çok çiğ olarak tüketilebiliyor. Toprak, çelik ya da kalaylı bakır kaplar tercih edilmeli.

Atkins Diyeti
Atkins’in dayandığı temel, Dukan diyetiyle aynı esas. Dr. Atkins tarafından oluşturulan diyette temel amaç; karbonhidrat seviyesini düşürmek ve bu yolla vücudun enerji ihtiyacını yağları yakarak karşılamasını sağlamak. Bu yüzden hangi grup yiyecekte, hangi tür karbonhidratın bulunduğunu bilmek günlük diyet listesi açısından çok önemli.

Kalori hesabı yerine gram hesabı yapılıyor. Karbonhidratlar şeker ve nişastadan oluşuyor. Mısır gevreği, ekmek, kek, bisküvi, krakerler, pirinç, makarna, şehriye, arpa, mercimek, fasulye, patates, meyve ve süt ürünleri gibi karbonhidrat bakımından çok zengin gıdaları bu programda günde 20 gramdan fazla tüketmek yasak.

Programı uygulamak kolay lakin sağlığa kötü etki veren üç beyazdan kaçınmak gerekiyor. Uygulaması iki hafta olarak belirtilen diyette yalnızca saf protein tüketiliyor. Kümes hayvanları eti, et, deniz ürünleri peynir ve bazı sebzeler yenilebilir. Pirinç, makarna ve ekmek uzak durulması gereken başlıca besin grubu. Meyve ise çok az ölçüde tüketilebilir. Yemekler tereyağı ve zeytinyağı gibi doğkırmızı yağlarla pişirilmeli.

30 Temmuz 2013 Salı

Sağlıklı yaşamak ve sağlıklı yaşlanmak açısından, Taspava Doğkırmızı Meyve Suları

Bu yazı 1 year 26 days önce yayınlanmış olduğundan güncelliğini yitirmiş veya içindeki bilgilerin geçerliliği kaybolmuş olabilir. Herhangi bir yanlış anlaşılmadan bu site sorumlu değildir.
Katkı maddesiz ürün toplulukları kulağa hoş geliyor ve bir o kadar uzak geliyorsa Taspava ürünleri ile henüz tanışmamışsınız demektir. Bu yola gönül veren Taspava’nın yaratıcısı Tunç Bey’ e öncelikle teşekkür etmek isterim. Doğkırmızı ürünlere destek vermek hepimiz açısından ve taze nesiller açısından çok önemli bir ayrıntı. Çünkü insan sağlığı herşeyden önemli. Taspava Meyve sularının en büyük özelliği, günlük üretilmesi  ve cam şişelerde tüketiciye ulaşması. Meyveler tamamen organik ve taze olarak ege bölgesinden temin edilmekte ve aynı hafta içinde üretilip günlük olarak tüketiciye ulaşmakta. Bu kesinlikle mucizevi.


Bende taspava meyve suları ile daha dün tanışma fırsatı yakaladım. Şeker ilavesiz yapılan Limonata ve bir çok derde deva Keçiboynuzu suyu ilk denemelerim oldu. Nasıl tüketileceği ve hangi  bitki yada meyvenin neye yaradığı sipariş vermeden önce mail yoluyla haftalık liste ile birlikte  bildirilmekte. Sonraki aşamada siparişiniz üzerine günlük olarak üretilip alıcı adresine ulaşmakta. Dün sabah Tunç Beyin bana ulaştırdığı ürünlerin tadına bakmadan önce tasarımları ve sunuş şekilleri öncelikle beni cezbetmeye yetti de arttı bile. Üzerinde küçük detaylar gizli ürün toplulukları size daha içmeden olumlu elektrik vermeye başlıyor zaten.


Küçük uğurböceğinin bulunduğu kâğıt poşet, cam şişelerin üzerindeki uğurböceği mandallına tutuşturulmuş markası ve en önemli detaysı olan olumlu düşünce kuvvetinin bu meyve sularına verdiği ekstra gücü temsil yapan huzur dolu sözcükler …birinde “huzur “diğerinde “Thank You “yazıyordu. Olumlu düşünce kuvvetinin etkileri hepimiz bir miktarde biliyoruz öyle değilmi, bununla ilgili bir küçük video izlemek isterseniz Tıklayabilirsiniz! 


Limonatayı bu sabah denedim, şeker ilavesi olmadığından acaba çok buruk bir tadmı olacak diye düşünmüştüm ki tam tersine tadı tam kıvamındaydı. Özel bir bitki ile tadlandırılıyormuş. Tamemen doğkırmızı olup böyle güzel bir tadla karşılaşacağımı tahmin etmiyordum doğrusu. Açıkçası ben çok sevdim , sizde denemek istiyorsanız    info@taspava.com  mail adresinden irtibata geçebilir daha detaylı bilgi açısından http://taspava.com/ bu adresten ulaşabilirsiniz.

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Tatilde diyet

Tatil demek son yıllarda sürekli yapılan otele git, bütün gün tüketmek ye değildir. Böyle olunca tatilde kilo alıyorum diyenler hemen bu artışa bir bahane arıyorlar.
Aslında tatil demek, kafanızın rahatladığı, daha çok hareket ettiğiniz, daha çok dinlendiğiniz, fazlaca iş düşünmediğiniz, ailenizle veya arkadaşlarınızla birlikte olabildiğiniz, canınızın istediğini (her gördüğünüzü değil) yediğiniz, içtiğiniz, eğlendiğiniz, okuduğunuz, gezdiğiniz bir dönemdir. Şimdi bir daha düşünün, bu saydıklarım içinde tatilde tüketmek yeme kısmı aslında o kadar da fazla değil. Bu yüzden sağlıklı tatili tercih edin. Her şey dahil bir otele gidip hareketsiz ve aralıksız tüketmek ile tatilinizi mahvetmeyin. Gittiğiniz otelde mutlak suretle havuz ve egzersiz salonu olmalı. Salon olmasa bile çok daha iyisi dışarıda yürüyüş yapılacak bir alan hatta deniz kenarında bir otele gidiyorsanız bu yürüyüşleri sahilde yapmanız size çok iyi gelecektir.
Deniz kenarında
Aslında en sevdiğim dinlenme seçeneklerinden biri yazlık evde aile ziyareti. Uzakta ailesi olanlar tatilin bir kısmını onların yanına giderek geçirirler. Bu bazen çocukluğunuzun geçtiği yer, bazen de yazlık bir ev olabilir. İki türlü de evde tüketmek tüketmek bence her şeyden önemli ve güzeldir. Belki o yemekleri pişiren kişi benimle aynı şeyi düşünmüyor olabilir ama en sağlıklı tatil yemekleri genelde evde yediğiniz, arada bir de dışarıya yemeğe çıktığınız tatildir. Evdeyseniz; güzel bir yaz kahvaltısı ile güne başlayın. Yani bol zeytinyağı ile domates, kesik zeytin, maydanoz, biber, taze nane, fırından alınmış tam buğday ekmeği, haşlanmış yumurta üzerine baharatlar eklenmiş hali ile… Aralarda azar azar taze meyve… Kiraz, şeftali, kayısı… Öğlene (tabii ki) zeytinyağlı bir sebze ve yanında cacık veya yoğurt biraz ekmek ile… Akşama balık ve salata, et ve salata gibi seçenekler ile devam edin. Bu mangal keyfi de olabilir. Akşamüzerine çayın yanına tam buğday unu ile yapılmış bir kurabiye, çörek hazırlanabilir. En önemli kısmı; sabah kahvaltıdan sonra veya öğle yemeğinden sonra bir denize uğrayın derim. Deniz dönüşü, hatta sahilde kek, kurabiye atıştırabilir veya kepekli ekmeğe tost, sandviç yiyebilirsiniz. Yanında ayran içerseniz hem lezzetli hem de sıcakta sizi toparlar. Çok terliyorsanız mutlak suretle 1 veya 2 maden suyu açısından.
Gezelim, tozalım
Bir de gittiğiniz yerde gezilecek görülecek yerler var ise; yakınlardaki tüm görülmesi gereken yerleri mutlak suretle gitmeden bulun, öğrenin, not alın. Nereye gidilir, orada ne yenir, nerede fotoğraf çekilir… Tatil anılarından en kıymetli olanlar fotoğraf makinesine verilen pozlardır. Gittiğiniz yerlerde fotoğraf çekmeyi unutmayın. Hatta diyet yapanlar, yediğiniz yemeklerin de fotoğrafını çekerek tatil dönüşü diyetisyeninize gösterebilirsiniz. Bu ne işe yarar? Döndüğünde bu konuları konuşacağını bilmek, aklının bir köşesinde tutmak her zaman dozunda disiplin getirir. Gezilecek yerlere nasıl gidileceğini öğrenin ama mümkün olduğu kadar her yere yürüyerek gidin. Yürüyüş açısından kendinize bahaneler bulun. Arabayla çok yakına gitmeyin, biraz uzağa park edin. Yürüyüş uzun sürerse yanınızda taşıyabileceğiniz kuru meyveler, yemişler, kepekli galeta ve hemen oradaki bakkaldan alabileceğiniz bir ayran hem fasıla öğün yerine geçer hem de yorgunluğunuzu önler.
Abartmadan kaçamak yapın
Çünkü tatil kalori sayacağınız bir yer olmamalıdır. Bu sizi rahatlatıyor mu? Strese mi sokuyor? Sizi yoracak, mutsuz edecek, strese sokacak işlerden uzak durun. Ama kilo alabilmek istemiyorum diyenler! Burada önemli olan abartmadan kaçamak yapmanız. Size 2 örnek liste yazıyorum. Biri keyifli bir tatil programı, diğer liste ile kilo almamanız mümkün durumda değil zaten!
Keyifli tatil programı
1-2 dilim peynir ve zeytin
Haşlanmış yumurta
Domates, salatalık, biber, maydanoz, taze nane…
Tam buğday ekmeği
Aralarda
Meyve
Ayran, süt, şekersiz meyveli oğurt
Dondurma
Öğle
Sebze+yoğurt+ekmek
Akşam üzeri
Tam buğday unundan apılmış kek, kurabiye
Peynir+ekmek
Akşam
Balık+salata
Kırmızı et+salata
Genelde tatil programı kilo aldırabilir!
Kahvaltıda
Peynir (kaşar, tulum gibi yağlı peynirler ün aşırı olabilir.)
Yağda sucuklu yumurta (haftada 1-2’den fazla olmamalı.)
Beyaz ekmek, börek, poğaça (haftada 1 kez olabilir.)
Reçel, bal, terayağ (tadımlık olabilir.)
Aralarda
Gofret, çikolata, tatlı, cips… abur cubur, bazen hiçbir şey.
Öğle
Et+pilav-makarna+ekmek+gazlı içecekler. öğle yemeğini atlamak da kilo aldırabilir.
Akşam
Et , balık, tavuk (soslu ve yağlı)+pilav-makarna+ ekmek+ mezeler (azar azar sorun yok.)
Alkol
(1 kadehi geçmeyin derim.)
Dürüm, döner, iskender… Yağlı, kalorisi yüksek yemekler (haftada 1’den fazla olmamalı.)
Midye, kokoreç, kızartma yemekler (çok canınız çekerse -2 kez olabilir, üst üste değil!)
Yemekten sonra
Tatlı, pasta, börek… (Bu seçenekleri günde tüketin, akşama bırakmayın.) Bir de bunun üzerine hareketsiz bir tatil geçiriyorsanız, kilo alıp dönebilirsiniz. İstediğiniz ne varsa yiyin, ama azar azar, hepsini aynı güne denk getirmeden ve yürüyüş yaptığınız gün. Bu 3 konuya dikkat ederseniz istediğinizi yiyebilecek ve kilo almayacaksınız!

Canan Karatay ve Ramazan

Ramazan ayında enerji kaybına uğramadan, gündüz uyuklamadan, acıkmadan, tatlı krizine girmeden, iftar saati geldiğinde kıtlıktan çıkmış gibi yemeklere saldırmadan oruç tutabilmek açısından Prof. Dr. Karatay’ın önerileri…
Her Ramazan ayında iftardan sonra tatlılara saldırır, sonra da biriken kilolardan ve halsizlikten şikâyet ederiz. Sahura kalkıp tüketmek tüketmeye özen gösterenler ise azınlıkta kalır. Bir ibadet ayı olan Ramazan’ın bitişinde, oruç tutmanın sevincini paylaştığız bayramın adını da “Şeker Bayramı” yapar, yine hastalıkları besleriz!
Peki, oruçlu iken sebebiyet daha fazla şekerli yemekleri tüketmek isteriz? Bunu önlemenin yolu ne? Diyetisyenler, “Fazla yağlı yemeyin”, “Tatlıyı yemekten hemen sonra yemeyin” gibi çeşitli önerilerde bulunsa da, sebebiyet sofraya oturunca uygulamak pek mümkün olmaz? Sahura kalmak sebebiyet zor gelir?
Ramazan ayında enerji kaybına uğramadan, gündüz uyuklamadan, acıkmadan, tatlı krizine girmeden, iftar saati geldiğinde kıtlıktan çıkmış gibi yemeklere saldırmadan oruçlu olmak mümkün durumda değil mi?
‘Türk halkına en uygun diyet’ olarak kabul gören Karatay Diyeti kitabını yazan, 50 yıllık birikimi ile bugüne derece doğru bildiğimiz yanlışları düzeltmemizi sağlayan ve aylardır Türkiye’nin gündeminden düşmeyen Prof. Dr. M. Canan Efendigil Karatay, kitabında bu çok önemli ve hayati soruları göz önünde bulundurarak, Razaman ayında oruç tutanlara özel iftar ve sahurda yenebileceklerin listesini de veriyor. Prof. Karatay, Ramazan ayında iftar ve sahur açısından merak edilen soruları okurlarımıza özel cevapladı.
Ramazan ayında pek çoğumuz sahura kalkmadan oruca niyetleniyoruz. Bunun sağlık açısından ne gibi artı ve eksileri var? Sağlıklı bir sahur sofrasında neler olmalı?
Sahur kahvaltı gibidir. Kahvaltı 24 saat içinde en önemli öğündür. Son derece kuvvetli, sağlıklı doyurucu olmalıdır. Mutlaka sağlıklı ve güçlü protein, sağlıklı yağ ve karbonhidratlar yenmelidir.
Sağlıklı protein olarak yumurta, peynir ve yoğurt yenebilir. Sağlıklı karbonhidrat olarak da fındık, fıstık, ceviz, badem ve kuru meyveler tercih edilebilir. Sağlıklı yağlar ise Karatay Diyeti kitabımızda detayları ile anlattığımız tereyağı ve zeytinyağlarıdır.
Örneğin tereyağında pişirilmiş iki yumurta, bir avuç içi kadar ak peynir, yanında bir çay bardağı kadar ceviz içi, 10-15 zeytin ya da bir avuç içi kadar ramazan pidesi içine peynir, domates, salatalık vb eklenerek 10-15 zeytin ile birlikte yenebilir. Yanında bol süt, çay (şekersiz), ayran içilebilir. Bir kahve (Türk kahvesi) fincanı taze sıkılmış meyve suyu karbonhidrat (früktoz) ve günlük C-vitamini kaynağı olarak gerekli olacaktır. Fazlasına gerek yoktur. Ayrıca tatlı, bal, reçel gibi yüksek glisemik indeksli karbonhidratlar yenmemelidir.
Aç kalınarak, sahura kalkmadan oruçlu olmak son derece sakıncalıdır. Kişiler kilo verseler bile ki, -daima ramazanda bazı kişiler kilo vermek amacıyla oruç tutmaktadır- bu doğru değildir ve son derece sakıncalıdır. Aç kalarak kilo verilmiş olsa bile daha sonra fazlasıyla geri alınmaktadır. Bilimsel olarak, bu olay karaciğer ve pankreası yorup, yağlandırdığı açısından sağlığa zararlı olmaktadır. Bilimsel çalışmalar, ileri yaşlarda ortaya çıkan ‘dejeneratif hastalıkların’ tümünün artık karaciğer ve pankreas yağlanması sonucu, bu organların normal olarak çalışamadıklarından kaynaklanmakta olduğunu kanıtlamıştir.
O zaman bu Ramazan herkesi sizin önerilerinizle sağlıklı sahur sofralarına çağrı ediyor ve iftar açısından hazırlıklara geçiyoruz. İftar sofralarımızın da olmazsa olmazı hepinizin bildiği gibi pidedir. Önce pide kuyruklarına girer, sıcacık pide ile evimize döner, soğumaması açısından özen gösteririz. İftar vaktinde de tereyağını pide ile buluşturarak, afiyetle yeriz… Hatta yedikçe tüketmek isteriz. Peki, sebebiyet böyle bir şey yapmak bizi mutlu eder? Doğru mu yaparız?
İftarda bir avuç içi kadar sıcak pide ile doğkırmızı köy tereyağı sağlıklı bir biçimde yenebilir. Pidenin glisemik indeksi %100 olduğu açısından, aniden kan şekerini yükseltir ve yemekten bir iki saat sonra halsizlik, yorgunluk ve uyku hali meydana gelir. Aşırı ölçüde pide tüketmek karaciğer ve pankreasta yağlanmayı artırır. Tereyağının glisemik indeksi ise sıfırdır, boş midede koruyucu etkisi vardır, bu sebeple zararlı değil faydalıdır. Tereyağı uzun süre tokluk hissi verir, oruç tutanlara güç, kuvvet ve dinçlik sağlar.
Siz tereyağı sağlıklı diyorsunuz ama diyetisyenler, “Fazla yağlı yemeyin”, “Tatlıyı yemekten hemen sonra yemeyin”, “İftara çorba ile başlayın” gibi çeşitli önerilerde bulunuyor, lakin sofraya oturunca bunları uygulamak pek mümkün olmuyor. Peki, bu yağ konusuna kısaca açıklık getirebilir misiniz, sağlıklı bir iftar sofrası nasıl olmalı?
Transyağ denilen bozulmuş yağlar kanser yapmaktadır. Transyağlar kızartmalarda, hazır işlenmiş yiyeceklerde, margarin gibi yağlarda yüksek ölçüde olur. Evet, bu yağlar tehlikelidir! Diyetisyenler fazla yağ yemeyin dediklerinde, bunların hangi yağlar olduğunu da belirtmeleri gerekmektedir. Her insan vücudunda olan bütün hücreler çift kat yağlı hücre zarı ile çevrelenmişlerdir. Çift kat hücre zarlarının temel yapı taşı, lipit dediğimiz yağlardan oluşmaktadır.
Bu lipitler, başta tereyağı olmak üzere hayvansal katı yağlar, omega-3 ve kolesteroldür. Sağlıklı yağları diyetimizden çıkardığımız zaman, hücreler zayıf düşer, hücrelerin bağışıklık sistemleri çöker ve sonuç olarak dayanıksız, güçsüz kalan hücrelerimiz kendini koruyamaz, her türlü virüs ve bakterilerin hücumunu geri çeviremeyerek hastalanmamıza sebebiyet olur. İşte bu sebeple bütün yağları bir sepete koyup konuşmak doğru değildir.
İnsan vücuduna, ‘olmazsa olmaz’ dediğimiz sağlıklı yağların doğkırmızı bir biçimde girmesi gerekmektedir. Bu yağlardan korkmamamız gerekir. Sağlıklı yağlar yenildiğinde, yağ olarak kana geçmez ki, bunu da burada belirtmek ve bir örnek vererek bu konuyu açıklamak istiyorum. Tavuk yediğimiz zaman, tavuk mu oluyoruz? Ya da maydanoz yediğimiz zaman yeşil mi oluyoruz? Veya domates yediğimizde kırmızı mı oluyoruz? Sonuç olarak, bütün yemekler bağırsaklarda ufak moleküllere indirgenir, kan yolu ile karaciğere taşınır ve karaciğerde o vücudun ihtiyacına göre her türlü yapı taşları üretilir…
İftara, bir bardak ılık su ile başlanmalıdır. Sabahları kalktığımız zaman ılık bir bardak su içmemiz gerektiğimiz gibi, orucumuzu açarken de ılık suyla açmalıyız. Çorba da sulu olduğu açısından rahatlıkla içilebilir. Ancak, hazır çorbalar kesinlikle tüketilmemelidir.
Evde pişirilmiş tarhana, mercimek, ezogelin, yoğurt çorbası, her türlü sebze çorbası veya yuvalama gibi çorbalar olabilir. Uzun süre boş kalmış olan midemizi korumak amacıyla, suyun da, çorbanın da ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına dikkat etmeliyiz. Çorba ile birlikte, bir dilim pide ve tereyağı faydalıdır. Yanında önemli lif kaynağı ve sıfır glisemik indeksli olduğu açısından zeytin-istenildiği kadar- tüketilebilir.
Zeytinin yağı doğaldır, mide koruyucu ve kabızlığı önleyici etkisi vardır. Orucumuzu ılık su ile açtıktan sonra, zeytinyağına pide batırıp, lezzetli ve sağlıklı bir yiyeceği tüketerek, gün boyu boş kalmış olan midemizi yormamış oluruz. Ancak zeytinyağının soğuk baskı ve sızma olmasına dikkat etmemiz gerekir.
İftar sofrasında salata tabağı mutlak suretle olmalıdır. Bol ölçüde doğkırmızı fermantasyon sirke, limon, az ölçüde kristal kaya tuzu, sızma zeytinyağı, sumak ve peynirli mevsim salatası hazırlanabilir. Cacık ve ayran da çok dengelidır, istenildiği kadar tüketilebilir.
Ayrıca tüketmek olarak köfte, sulu sebzeli et yiyeceği, zeytinyağlı yemekler, yeşil mercimek yiyeceği, dolma, sarma, karnıyarık, imambayıldı vb gibi her türlü tüketmek yenebilir. Veya her türlü kırmızı et kebabı, 2-3 kaşık bulgur pilavı ile birlikte tüketilebilir. Yaz mevsiminde olduğumuz açısından doğkırmızı köy yumurtası, tereyağı, tarla domatesi ve biberle hazırlanmış menemen de olabilir.
Buraya kadar anlattıklarımız ile iftar açılınca, tatlı yeme ihtiyacı kalmayacaktır. Akşam geç saatlerde tatlı tüketmek doğru değildir. Karaciğer ve pankreas yağlanmasını başlatır ve artırır. Hazımsızlık nedenidir. Şeker ve vücuda etkileri konusunda detaylı bilgiler, geniş kapsamlı olarak Karatay Diyeti kitabında yer alıyor.
Şekeri ve şekerli yemekleri öneri etmiyorsunuz. Ama oruçlu iken bu yemekleri daha fazla tüketmek istiyoruz. Hele de baklava, saray sarması, kaymaklı ekmek kadayıfı ya da güllaç! Aynen pide gibi zengin-fakir tüm sofraların baş tacı. Böyle bir geleneksel alışkanlık bu kadar sakıncalı ise ne yapmalıyız? Bu tatlıların yerine ne yiyebiliriz?
Daha önce de belirttiğimiz gibi, geç saatlerde tatlı tüketmek doğru değildir. Karaciğer ve pankreas yağlanmasını başlatır ve artırır. İnsanı sürekli tüketmeye zorlar, aşırı ölçüde insülin salgılanmasına sebebiyet olur. Tatlı yerine kuru yemişleri ve mevsim meyvelerinden düşük glisemik karbonhidrat içerenleri tüketirsek, daha dinç olur ve de dinç kalırız. Güllaç en hafif ve midevi olduğu açısından iftar sofralarının en önemli tatlısıdır. Sağlıklı kalmak ve sağlıklı bir biçimde oruçlu olmak amacıyla her türlü hamur tatlısından- ne derece lezzetli olursa olsunlar- mümkün olduğu kadar kaçınmamız gerekmektedir.
Fındık, fıstık ve kuru yemişlerden, kaynatılmadan ve şeker eklenmeden hazırlanan komposto tüketerek, vitamin ve mineral değeri yüksek, düşük glisemik indeksli ve sağlıklı karbonhidratları tüketmiş oluruz.
Karatay Diyeti kitabınızda ‘sağlıklı ve pratik çok güzel tarifler’ veriyorsunuz… Peki, bu kompostonun tarifini okurlarımız açısından rica edebilir miyiz?
Elbette. Yaz aylarında serinletici özelliği de olan bu besleyici kompostomuzu şöyle hazırlayabilirler.
ŞEKERSİZ SOĞUK KOMPOSTO
Malzeme:
Kuru kayısı (gün kurusu)
Kuru erik (mürdüm eriği)
Kuru üzüm (çekirdekli siyah üzüm)
Kuru incir
Kuru yabanmersini
Bol ceviz ve badem
Yapılışı:
Tüm malzemeler (istenilen ölçüde) cam bir tencereye konduktan sonra üzerini örtecek ölçüde su eklenerek buzdolabına konur ve bir gece bekletilir. İftarda tatlı yerine tüketilebilir.
Bu kompostoya kesinlikle şeker veya tatlandırıcı eklenmez ve kesinlikle kaynatılmaz!
İftar ile sahur arasında hem tüketmek hem de egzersiz açısından nasıl bir program uygulamalıyız?
İftar ile sahur arasında bol likit almak şarttır. Limonlu şekersiz çaylar, limonlu bol su, ayran ve süt tüketilmelidir. İftarda kola gibi bütün asitli ve şekerli içeceklerden kaçınılması şarttır. İftardan sonra uzun yürüyüş yapmak da son derece faydalı olur.
Canan Karatay Diyet Deneyimlerimiz açısından Tıklayın !
Bildiğiniz gibi Karatay Diyeti, alelade bir diyet kitabı değildir! Hayati konulara açıklık getirerek, sağlıklı kalmak açısından taze görüşlere yer veren, doğru beslenme ve sağlıklı yaşam biçimi edinme amacına yönelik yol gösterici bir kılavuzdur. Bu sebeple, her yaşta sağlıklı ve hasta kişilerin rahatlıkla uygulayabilecekleri, kolay öneriler ve uygulamalar içermektedir. Ramazan ayında da iftarda, sahurda ve iftar-sahur arasında uygulanırsa, daha sağlıklı ve kolay oruç tutulacaktır.

Fazla kilom var, Depresyondayım !

Kilo fazlalığı ve obezite sorunu, toplumsal çalışmalara, uyarılara, önlemlere rağmen giderek büyüyor. Fazla kilolar konusunda yanlış beslenme, insülin direnci, hareketsizlik birincil sebepler olarak ortaya çıkarken basit psikolojik travmaların dahi beslenme alışkanlıklarını değiştirebildiği de biliniyor. Depresyon ile fazla kilo arasındaki ilişki pek çok çalışma var. Özellikle 65 yaş altı, eğitimli ve yüksek gelirli insan grubunda daha fazla öne çıkan depresyon-fazla kilo ilişkisine ergenlik döneminde de sıklıkla rastlanıyor. Hamilelik döneminde fazla kilo almış annelerin depresif belirtiler geliştirdiği de gözlemlenen bir durum. Fazla kilo mu depresyona yol açıyor yoksa depresyon mu beslenme alışkanlıklarını değiştirerek fazla kilo almaya yol açıyor? Yönü tam tam olarak belirlenememiş olsa da her iki sorun arasındaki ilişkinin varlığı ve birbirlerine etkileri kabul edilen bir gerçek.

Son yıllarda dünyada pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de fazla kilo sorununun çözümünde bir tamamlayıcı tıp yöntemi olarak Mora Terapi tercih ediliyor. Sonuçları bilimsel olarak araştırılan, yan etkisi son derece az, elektromanyetik rezonans tıbbı olarak da bilinen Sağlık Bakanlığı onaylı Mora Terapi, zararlı bağımlılıklardan kurtulmada geleneksel tedavi yöntemlerine göre daha kısa sürede ve kalıcı sonuçlar ortaya koyması yüzünden en çok başvurulan tamamlayıcı tedavi yöntemlerinden biridir. Dr. Sema Karadağ Mora Terapi ile fazla kilolardan kurtulmak konusundaki görüşlerini ve süreci şöyle açıklıyor: “Kişiye Mora Terapi ile karbonhidrat bağımlılığının giderildiğini anlatmak gerekiyor. Terapi alanlar %91 oranında memnuniyetlerini ve karbonhidrat düşkünlüklerinin azaldığını belirtiyorlar. Memnuniyet açısından baktığımızda erkek ve kadın ayrımı olmamakla birlikte erkeklerin kas oranının fazla olması dolayısıyla daha kolay kilo verdiklerini gözlemliyoruz. İlk seans sonrasında bağırsaklar boşalıyor, ödem çözülüyor, bu durumun etkisiyle daha fazla kilo kaybı görülebiliyor. Özellikle genç yaşta olanlar ya da metabolizma yaşı genç olanların daha kolay kilo verdiği görüyoruz. Zor kilo veren kişilerdeki en büyük eksiklik su içmemek ve az hareket etmek. Mora Terapi ile kilo verirken dikkat edilmesi gereken hususlar, su içmek, haftada 3 gün hareket, fasıla öğünleri atlamamak, gece geç saatlerde tüketmek yememek ve en önemlisi düzenli kontrole gelmek.”

Mora Terapi

Depresyonun belirtileri olan iştah artışı, azalan fiziksel aktivite, depresyon açısından geliştirilmiş pek çok ilacın yan etkileri fazla kilo alımına sebep olurken diğer yandan fazla şişman biri olmak da başlı başına bir depresyon sebebi olarak karşımıza çıkmakta. Fazla kilolar olumsuz, acı verici yorumların gelmesine, kendini değersiz hissetmeye, sosyal ilişkilerin bozulmasına, sıkılganlık, yalnızlık ve daha sayabileceğimiz pek çok duruma yol açan sosyal bir damgaya dönüştüğünde bu durumla ve olumsuz duygularla baş edebilmek açısından daha çok tüketmek yemeğe yönelmek bir seçim olarak kişinin karşısına çıkıyor. Hayata karşı derin iç motivasyon kaybı, duygusal iştah tıkınırcasına tüketmek refleksi geliştirebildiği gibi tedavi aşamasını da engelleyici faktörler arasında ilk sırada.

Mora Terapi ile kilolarından kurtulmak isteyen kişilere aynı zamanda duygu durumlarını güçlendirecek tedaviler de uygulanabiliyor. Özellikle Bach Çiçekleri Terapisi ve Süper Tunning tedavileriyle kişilerin psikolojilerinin dengelenmesine özen gösteriliyor. Kilolarından kurtulmak açısından Mora Terapi’yi tercih edenlerinde dikkat etmesi gereken önemli hususlar var. Kişilerin Mora terapistleriyle işbirliği içinde hareket etmesi, önerilere uyması, yaşam şeklinde ve beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmaya istekli olması, kontrolleri aksatmaması tedavinin başarıya ulaşması açısından önem taşıyor. Motivasyon kaybı yaşan kişilere özellikle duygu durumlarını dengelemek açısından kendilerine zaman ayırmaları öneri ediliyor. Mora Terapi ile zayıflamak açısından başvuran kişiler arasında ek hastalıkları olanlara, menopoz dönemindeki kadınlara, yaşlılara da daha detaylı değerlendirmeler yapılarak ek tedaviler öneri edilebiliyor.

Bugüne derece Türkiye’de binlerce hastanın Mora Terapi gördüğü ve başarı oranlarının yüzde 80’ler civarında olduğu Mora tedavi uzmanları tarafından belirtilmektedir. Amerika ve Avrupa’da yaygın bir biçimde kullanılan Mora Terapi, Türkiye genelinde 20 farklı ilde ve KKTC Lefkoşa’da olan 50 Mora Terapi Merkezi üzerinden hizmet vermektedir.

Karbonatlı Su ile Zayıflama Kürü Nasıl Yapılır?

Karbonatlı suyla kilo vermek, pek çoklarına yabancı bir zayıflama yolu olarak gelebilir. Ancak geleneksel kullanım alanları olan hazımsızlık, vücuttaki fazla asit birikimini atmak, mide fesadına doğkırmızı çözüm sunmak gibi genel faydalarının yanında karbonatlı su aynı zamanda zayıflama amacıyla da kullanılıyor.
Peki karbonatlı su zayıflatırmı?
Metabolizmayı hızlandırmanın yolunun vücudun asit baz dengesini alkali seviyeye çekmekten geçtiğini uzmanlar söylüyorlar. Bunu yapmanın en doğkırmızı yolu ise karbonatlı su içerek zayıflama oluyor. Karbonatlı suyun alkali yapısı ise bu konuda bizlere büyük bir fırsat sağlıyor. Özellikle et ve karbonhidrat ağırlıklı beslenen kişilerde vücutta asit birikmesi oluşmakta ve bu durum da ister istemez zayıflamayı neredeyse imkansız hale getirmektedir. Ortalama olarak sahip olduğumuz her 15 kg açısından 1 kg karbonatlı su tüketmek gerekmektedir. Bu sayede hızlı ve kalıcı zayıflama sağlayabiliriz. Bu konuda batı ülkelerinde yapılmış çok adetda bilimsel araştırma olup gerek doğkırmızı maden suyu gerekse karbonat adını verdiğimiz ak mineral karışımı ile yapılacak içecek kürü ile doğkırmızı zayıflamanın yolu açılmaktadır.
Karbonatlı Su ile Zayıflama Kürü Nasıl Yapılır?
Vücudun asit düzeyini azaltan karbonatlı su ile kilo verme kürünün yapılışı son derece basittir. 1,5 litre suya 1 tatlı kaşığı karbonat (Sodium bicarbonate) ilave edildikten sonra karbonat eriyesiye kadar karıştırılacak ve günlük olarak ortalama 4 litre kadar tüketilecek. Ama dilerseniz bu miktarı 3 litreyle de sınırlı tutabilirsiniz. Yemeklerle su içmeyeceksiniz ve bunun yerine yemeklerden yarım saat öncesine kadar karbonatlı su içip yine yemeklerden bir saat sonrasında karbonatlı suyla zayıflama kürüne devam edilecek.
Sabahları aç karnına yarım litre karbonatlı su içerek güne başlayacağız ve 30 dk sonrasında kahvaltı edeceğiz.
Vücuttan ödem söktürmek ve şişkinliği atmak açısından de karbonatlı suyla zayıflama kürü işe yarıyor. Karbonatlı suyla zayıflayanlar ortalama olarak bir ayda 5-7 kilo zayıflamayı başardıklarını dile getiriyorlar.
Karbonatlı su deneyimlerimiz açısından tıklayın !

Zayıflatan baharatlar

Mutfak dolabınızda bulundurmanız gereken otları ve baharatları öğrenin, onları hayatınıza ekleyin.
Hardal tohumu
Yak yakımını hızlandırır ve metabolizmayı tetikler. Kilo kaybetmede büyük yararlınızdır.
Karabiber
Sihirli biber de denebilir. Karabiberin vücuda 20 dakikalık yürüyüş etkisi yarattığı araştırmalarla belli olmuştur. Yağ yakımını hızlandırır.
Kırmızıbiber
Konu kilo kaybetmeysa, albiber baharatların kraliçesidir. Metabolizmayı %25 hızlandırdığı araştırmalarla ispatlanmıştır.
Nane
Sindirim sisteminin işleyişini uyarır ve doğkırmızı iştah bastırıcı olarak görev yapar. İştahınızı azaltır ve tokluk hissi yaratır.
Rezene
İştahınızı bastırır, iştah hissini azaltır ve idrar söktürücüdür. Vücuttaki toksinlerin sıvı yolla atılmasını sağlar. Bu lezzetli bitki aynı zamanda çok iyi bir sindirime yardımcı ve etkili bir metabolizma uyarıcıdır. Bu sayede doğkırmızı olarak kilo kaybı teşvik yapan, son derece etkili bir bitkidir.
Maydanoz
Doğkırmızı bir idrar söktürücüdür. Aynı zamanda karaciğer ve böbrekleri temizler. Sindirime yararlıdır. Kilo kaybında destek verir.
Kimyon
Sindirime yardımcı olur. Metabolik fonksiyonları iyileştirir. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve kan dolaşımını arttırır.
Kakule
Sağlıklı sindirimi sağlar ve metabolizmayı hızlandırır. Antispazmodik özelliğiyle iyi bir temojeniktir.
Zencefil
Sindirime yardımcı olan çok iyi bir idrar söktürücüdür. Şişkinliği azaltır ve kolesterol emilimini önler. Termojenik özelliği sayesinde kilo kaybetmeyi kolaylaştırır. Vücut ısısını yükseltir.
Zerdeçkırmızı
Sindirime yardımcı olur, metabolik fonksiyonları iyileştirir ve vücutta yağ yakımını hızlandırır. Ayrıca antioksidan özelliklere sahiptir.
Tarçın
Kan dolaşımını arttırır ve fazla kilo ve obezite sağlığı üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Karın yağlarıyla mücadele etmenizi kolaylaştırır. Kötü kolesterol seviyesini düşürür. İnsülin direncini düzenler.

Hangi ekmeği tercih edersiniz ?

Kilo vermek uğruna yapılan en büyük hata; çoğu kişi “ben ekmeği kestim” diyor.
Oysa ki vücudun temel enerji kaynağı karbonhidratlardır. Yani, ekmekve çeşitleri , makarna, pirinç pilavı, bulgur pilavı, kurubaklagiller, meyve çeşitleri…
Bu gıdaların hepsi belirli ölçüde karbonhidrat içermektedir. Sorun ise şu; hangi karbonhidrat kaynağınızı seçeceğimizi, tüketeceğimizi bilemiyoruz. Ekmeği kestim, diyetteyim, kilo verdim demek değildir başarı, önemli olan, olması gereken hangi ekmeği seçeceğinizi öğrenmektir.KEPEK, ÇOK TAHILLI, TAM BUĞDAY, YULAF, ÇAVDAR, BEYAZ EKMEK DERKEN AKLIMIZ İYİCE KARIŞIYOR…
Kepek ekmeklerinde kepek oranı %15 civarında. Peki tam tahıllı ve çavdar ekmekleri içinde geçerli mi? Yani çavdar ekmeğini ak un ile karıştırıyorlar mı?
Çavdarlı ekmek: Buğday ununa en az % 30 oranında çavdar unu, çavdar kırması, çavdar kırığı, çavdar ezmesi veya bunların karışımı ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.
Kepekli ekmek: Buğday ununa en az % 10 en fazla % 30 oranında kepek ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.
Tam buğday unlu ekmek: Buğday ununa en az % 60 oranında tam buğday unu ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.
Yulaflı ekmek: Buğday ununa en az %15 oranında yulaf unu, yulaf kırması, yulaf kırığı, yulaf ezmesi veya bunların karışımı ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.
Karışık tahıllı ekmek: Buğday unu, tam buğday unu veya bunların karışımına, her birinden en az % 5 oranında olmak üzere; mısır, arpa, yulaf, çavdar, pirinç, darı, tritikale unları, kırmaları, kırık taneleri veya ezmelerinden en az üçü ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.
Ekmekteki kül miktarı; unda saf un külü ile karışan kepek tozu toplamıdır. Bu değer saf una karışan kepek tozu oranını belirtmesi sebebi ile önemli bir miktardür. Aynı zamanda bir unun randımanı ve ya % un veriminin belirlenmesinde hemen her ülkede kabul edilen bir miktart olup unların sınıflandırılmasında kullanılmaktadır.
Buna göre; buğday unu, içerdiği kuru maddedeki kül miktarı ile belirlenir. Kül miktarı da
randıman ile ilgilidir.
Buna göre;
Tip 1 un % 0.50 kül ( 65’ e kadar randımanlı)
Tip 2 un % 0.60 kül ( 66 – 72 arası randımanlı)
Tip 3 un % 0.65 kül ( 72 – 76 arası randımanlı)
Tip 4 un % 0.88 kül ( 77 – 81 arası randımanlı)
Tip 5 un % 1.25 kül ( 82 – 90 arası randımanlı)
Tip 6 un % 2.00 kül ( 91 ve üzeri randımanlı) olmak üzere 6 tipe ayrılır. Kepek fonksiyonları un içine girdikçe kül miktarı da artmaktadır.Buna bağlı olarak ekmeğin kalitesi azalmaktadır.Kül arttıkça selüloz miktarıda artmış olacaktır.
Bazı ekmeklerin selüloz miktarları;
Arpa % 5
Yulaf % 12
Diğer Ekmekler % 2-3
Yani çavdar ekmeğinin hazırlanmasında buğday unu (ak un) kullanılmaktadır. Karıştırılan buğday unu % 30 oranındadır.
Hangisini tercih edersiniz? Çavdar ekmeği, kepek ekmeği,tam tahıllı ekmek ya da diyet ekmek? Nedenleri nelerdir?
Ekmek çeşitlerinden tam tahıllı ekmek ilk tercihimiz olmalıdır.Çünkü ekmeğin yapımında kullanılan undaki kepek miktarı arttıkça ekmeğin kalitesi azalmaktadır.Bununla birlikte lif, vitaminler, mineraller, antioksidanlar, fitokimyasallar yönünden önemli bileşenler içermekle birlikte; Kalp,sinir sistemi ve sindirim siteminin düzgün çalışmasını sağlar. Yüksek kolesterol düzeylerinin düşürülmesine yardımcı olur. Kırmızı kan hücrelerinin oluşumu açısından önemlidir. Kansere riskine karşı koruyucudur. Kemik ve diş sağlığı açısından faydalıdır. Kan şekeri düzeyinin dengelenmesine yardımcı olur.
Aynı zamanda tam taneli tahılların lif içeriğinin yüksek olması ve buna bağlı olarak glisemik indeksinin düşük olması sebebi ile ani kan şekeri düzensizliklerinin oluşumunu engellemektedir.Ve öğünler arasındaki acıkma duygusunu ortadan kaldırarak,vücut ağırlının korunmasında etkilidir.
Bu sebeple, Tam Tahıllı Ekmeğin günde kişiye göre değişmekle birlikte günde 3 dilim tüketilmesi karbonhidrat ihtiyacını karşılamka adına faydalı olacaktır.
Özellikle egzersiz yapan bireyler kas ve karaciğer glikojen depolarını dolu tutmak, kas kütlesini korumak açısından mutlak suretle az işlenmiş, tam tahıllı ekmek tüketimine önem vermeli.
Posa içeriği yüksek, glisemik indeksi düşük olan tam tahıllı ekmekler aynı zamanda gün içindeki tatlı krizlerini de engelleyecektir.
Peki hangi öğünde yenecek? Ofis ortamında çalışan günde fazla hareket etmeyen bireyler (kişiye göre değişmekle birlikte) kahvaltı içinde kadınlar 1-2 dilim, erkekler 2-3 dilim tüketebilir. Öğle öğününde ise kilo verme hedefi olmayan bireyler hem bayanlar hem de erkekler açısından 1-2 dilim tüketilebilir, lakin gece öğününde mümkün olduğunca ekmek ve karbonhidrat grubu besinlerden uzak durulmalı.

Tülin Şahin’in diyet önerileri…

Tülin Şahin’in bu 10 önerisini uygulayarak daha sağlıklı kilo verin…

1. İstediğinizi yiyin ama porsiyonlarınızı küçük tutun.

2. Zayıf olduğunuzu düşünün. Ben 75 kiloyken kendimi 50 kilodaymış gibi incecik düşünüyordum. Böylece giydiğim her kıyafetin içinde kendimi iyi hissediyordum. Böyle düşündüğümde hareketlerim ve duruşum değişiyordu. Kendinizi zayıflayana kadar bu biçimde motive edebilirsiniz.

3. Her lokmanızı 20-22 defa çiğneyin. Yavaş yavaş yiyin. Ne kadar aceleniz olursa olsun ayaküstü atıştırmak kalp krizine yol açabilir. Ne kadar yavaş yerseniz, o kadar az yersiniz. Bu biçimde midenizin de daha kolay ettiğini ve yiyeceği daha iyi sindirdiğinizi hissedeceksiniz.

4. Bol bol yürüyün. Yaptığınız egzersiz haricinde elinize geçen her fırsatta bol bol yürüyün. Ben kilo verme sürecimde işe sürekli yürüyerek gittim. Varacağım yere bir kilometre kala arabadan inip sürekli yürüdüm. Böylece 27 kilo verdim. Siz de bunu yapabilirsiniz. 10 dakikada yaklaşık 45 kaloriden kurtulacaksınız. Bacaklarınızın sıkılaştığını ve selülitlerinizin azaldığını göreceksiniz.

5. Beyninize doyduğunuza dair sinyal 20 dakika sonra gittiği açısından, ikinci tabak konusunda çabuk etmeyin.

6. İş yerinde asansör yerine merdivenleri kullanın, merdiven çıkmak poponuzu sıkılaştırmanın en ideal yolu. 10 dakikada 88 kaloriyi bu biçimde yakabilirsiniz.

7. Takıntılı olmayın; sürekli ‘kilo vereceğim’ düşüncesiyle gezmeyin. Bu saplantıdan kurtulun. Unutmayın, kilo vermek zaman alan bir süreçtir. Özveri ve çaba ister.

8. Kendinize inanın! İnanmak başarmanın yarısıdır. Kendinize inanmak diyetinizin ismi olsun. Ne kadar güçlü, iradeli, iyi psikoloji içinde olursanız motivasyonunuz o kadar iyi olur. Asla umudunuzu yitirmeyin; ‘Ben bunu başaracağım!’ deyin.

9. Bir şey tüketmek istediğinizde; ‘Gerçekten aç mıyım?’ diye kendinize sorun. Belki de yalnızca susamışsınızdır. Yani şımarıklık açlığı yapmayın. Sadece acıktığınız zamanlar yerseniz, diyet yapmanın dünyanın sonu olmadığını ve ne derece kolay olduğunu göreceksiniz.

10. Ellerinizi oyalayın. Sürekli atıştırıyorsanız, yapacak bir işiniz yok demektir. Evde sürekli abur cubur mu atıştırıyorsunuz? Canınız sıkıldığında resim yapın, dergileri karıştırın, eski fotoğraflara bakın, kitap ya da gazete okuyun ama lütfen fazlaca televizyon karşısında oturmayın. Bu, zamanınızı öldürmekten başka bir şey değil. Bunun yerine çıkın dışarıya gezin. Atıştırmalar genelde sürekli can sıkıntısından yapılıyor. Yemek saatlerinin dışında bir şey yememek açısından kendinizi oyalayın.

Ahududu yağ yakıcı meyve

Kırmızı ahududulardan alınan enzimler araştırmalar sonucunda inanılmaz yağ yakma özellikleri gösterdi. Uzmanlar tarafından “taze yağ yakan meyve” olarak kabul gördü.

Yaza formda girmek isteyenler açısından mucizenin taze adı ‘Ahududu’ .

Kimimizin fazla birkaç kilosu varken kimimiz de obeziteyle mücade ediyor. Hepsinin çözümü vücutta oluşan fazla yağları yakmak. Frambuaz olarak da bilinen mucize meyve Ahududu bu konuda müthiş destek oluyor. A vitamini barındıran Ahududu dokuları sıkılaştırıp güçlendiriyor. Kansızlığa birebir olan bu mucize aynı zamanda kabızlığı önlemede ve vücuttaki toksinlerin dışarı atılmasında çok etkili. Ahududu düzenli bir diyetle kullanıldığında hızlı sonuç verebiliyor. Tokluk duygusu yaratırken sindirimi kolaylaştırıyor ve böylece metabolizma hızlanarak glikoz ve yağ asitlerini dengelemiş oluyor. Güçlü ve hızlı bir biçimde yağları yakarak enerji vererek bitkinlik hissi yaratmıyor. Araştırmacılar son zamanların mucize formülü olarak gördükleri Ahududu’yu ‘yağ yakıcı meyve’ olarak isimlendiriyor.

İstenmeyen göbek açısından öneriler

Sağlıklı bir biçimde göbek yağlarınızdan kurtulmak istiyorsanız işte tavsiyeler…

İşe az yemekten başlayın

• Ancak meyveyi mutlak suretle bir proteinle birlikte alın ki hemen kana karışıp daha sonra da yağa çevrilmesin!
Egzersizleri ihmal etmeyin
• Egzersizlerinizi sabah kahvaltısından önce yaparsanız gece boyu harcayamadığınız enerji açığını kapatacak ve depolandığınız yağı eriteceksiniz.
• Akşam yiyeceği sonrası yapacağınız egzersiz ise bütün gün boyunca biriktirdiğiniz şekeri eritecek. Hatta uyuduğunuz sırada da vücuttaki yağ depolarından yakmaya başlayacak.
• Akşam yemeklerini bol mineral alabileceğiniz sebze ağırlıklı mönülerle oluşturun. Böylelikle vücudunuz depoladığınız yağları yakmaya başlar.
• Sık sık küçük öğünler yiyin. Şekeri mümkün olduğunca kesin. Vücudunuzun şeker ihtiyacını meyvelerle karşılayın.

İp atlayın

• Bacaklar, kasların en çok biriktiği yerdir. Onları güçlendirmek, kalorileri daha iyi yakabilmek ve metabolizmayı hızlandırmak anlamına gelecektir.
• Kalça kaslarınızı güçlendirecek egzersiz yapmak da faydasınıza. Hiçbir şey yapamıyorsanız, günde en az 15 dakika ip atlayın. Böylelikle 100 kaloriden fazlasını harcayacaksınız!
• Tüm bunları kendinizi sıkmadan yapın. Unutmayın uzmanlar haftada bir kilo ve 6 haftada bir beden incelmenin ideal olduğunu söylüyor.
1. Ev işleri
• Yerleri temizlerken elektrikli süpürge yerine bez veya normal süpürgeyi tercih edin. Hava sıcaklığının arttığı öğle saatlerinde çamaşır yıkamayı ve ütü yapın.
• Acıktığınızda, kendinize bir diet tüketmek hazırlayın. “Aşçı” daima kendi pişirdiği yemekleri yemeyi sevmez, böylece az tüketmek yemiş olacaksınız.
2. Kaba tuzla banyo
• Kaba tuz terletir ve vücuttaki fazla suyun vücut dışına atılmasına, derinin metabolizmasının hızlanmasına yardımcı olur.
• Süpermarketten veya bakkaldan birkaç torba kaba tuz alıp, banyodan önce bir bardak kaba tuzu biraz sıcak suyla karıştırarak, karnınızın üstüne sürün. 10 dakika ellerinizle masaj yapın. Daha sonra sıcak suyla durulayıp banyonuzu yapın.
3. Masaj
• Masaj, karın bölgesini eritmek açısından en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Masaj kremiyle karnınızı ovalayın. Bu uygulama, karın bölgesindeki yağın giderilmesi açısından etkilidir.
• Masaj, derinin ısısını yükselterek enerji alımını artırmanın yanı sıra bağırsakların hareketlerini de hızlandırır. Kan dolaşımını hızlandıran masaj fazla suyun da vücuttan atılmasına yardımcı olur. Her gün bir masaj yapmayı ihmal etmeyin.
4. Diyet
Normal öğünden önce biraz atıştırın. Bu uygulama iştahınızı kapatarak normal öğünde daha az tüketmek yemenizi sağlar. Ayrıca her gün 15-20 mililitre sirke içerseniz, bir ay içinde sevindirici bir sonuç görebilirsiniz.
5. Beyni çalıştırma
• Eski Sovyetler Birliği’nden bir fizyolog, beyin ne derece çok çalışıyorsa, vücudun o kadar çok enerji tükettiğini öne sürdü.
• Bu teoriye dayanarak, beyni çalıştırma yoluyla zayıflama yöntemi ortaya çıktı. Bu yöntemde, şişman insanlara kitap okumak, resim yapmak, yazı yazmak, matematik soruları çözmek ve teknik beceri öğrenmek gibi çalışmalar yapmaları öneriliyor.
Otomobil kullanırken de göbek eritebilirsiniz
• Herkes otururken, otomobil kullanırken karın kaslarını sıkılı tutup bırakabilir… Sıkmak, beklemek ve gevşemek önemli.
• Oturduğunuz yerden çapraz karın kaslarını çalıştırmak adına çapraz yönde sağ elinizi sol dizinizi geçecek yönde çevirerek ve sonra aksi yönde tekrarlayarak kasları sıkıp bırakarak çalıştırabilirsiniz.
• Üst karın kaslarını otururken çalıştırmak zordur, otururken en fazla yapabileceğiniz boynunuzu iyice öne doğru eğip çenenizi göğsünüze yaslayıp bir ölçü çalıştırmaktır. Karın kasları gerçekten çok önemlidir; insanın duruşunu, bel sağlığını ve bütün olarak da omurga sağlığını etkiler.

• Alabama Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, soya sütü fazla şekerin yağa dönüşmesini engelleyerek günlük olarak alındığında karın bölgesindeki yağların erimesini sağlıyor.
• Araştırmayı yürüten uzmanlardan Dr. Daniel Christie, soya sütlü içeceklerin karın bölgesindeki yağları engellemesine bağlı olarak kadınların kalp ve diyabet gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini de azalttığını belirtti.
• O sebeple mutlak suretle gerekli özen gösterilmelidir. Oturduğunuz yerde bu egzersizleri yapmayı bir alışkanlık haline getirin. Böylece ‘spora zamanım yok’ diye bahaneniz de kalmaz.
Göbek eritmek açısından soya sütü
• Göbek bölgesindeki yağlardan kurtulmak isteyenlere müjde. Amerikalı bilim adamları her gün düzenli olarak soya sütü içeren içeçekler tüketmenin, göbek bölgesindeki yağlanmayı ortadan kaldırdığını ortaya çıkardı.

28 Temmuz 2013 Pazar

Kişiye özel diyet kahvaltı seçenekleri

1- Ofiste veya seyahatteyseniz

Önceki akşamdan evde hazırlanmış, 2 dilim çavdar veya çok tahıllı ekmek arasına sevdiğiniz ak peynir çeşidi ile mevsim yeşillikleri + yağsız sütle filtre kahve veya tarçın ve karanfil aromalı yeşil çay.

2- Evden hızlı çıkmanız gerekiyorsa

4 tüketmek kaşığı meyveli light müsli + 200 ml yağsız süt + 1 çay kaşığı toz tarçın + yağsız süt ile filtre kahve veya 1 bardak süt + 1 sayı muz.

3- Kahvaltıda tatlıya hayır diyemiyorsanız

1 dilim çavdar ekmeği + 2 tatlı kaşığı bal, reçel veya marmelat + 2 dilim sevdiğiniz ak peynir + şekersiz yeşil çay.

4- Kahvaltıda zeytinsiz yapamam diyorsanız

2 dilim çavdar ekmeği +1 dilim az yağlı ak peynir + 5-6 sayı yeşil veya 4 sayı siyah zeytin + kırmızı biber / paprika + bol yeşillik.

5- Simit çok seviyorum diyorsanız

1 sayı çok tahıllı simit + 2 dilim sevdiğiniz ak peynir (kaşar peyniri - tulum peyniri hariç) + 1 fincan tarçın ve karanfil aromalı yeşil çay + 1 tutam dereotu + 3 yaprak taze nane + 1/2 demet maydanoz üzerine 1/4 limon suyu.

6- Ceviz-badem tüketmek istiyorum diyorsanız

2 dilim az yağlı ak peynir + 1 dilim tam buğday ekmeği + 1 tam ceviz içi veya 5-6 sayı tuzsuz badem + 3 sayı kara erik kurusu + 3 sayı kara kayısı kurusu + 1 fincan tarçın-karanfil aromalı yeşil çay.

7- Omletçiyseniz

1 tam yumurta + 2 yumurta beyazı + 1 dilim peynir ile bol sebzeli, renkli biberler, mantar ve maydanozlu omlet + 1 dilim çavdar ekmeği.

8- Metabolizmanız yavaşsa

4-5 tüketmek kaşığı light yoğurt + 1 orta dilim doğranmış taze ananas + 2 tüketmek kaşığı sade yulaf ezmesi + 1 tatlı kaşığı silme toz tarçın + 1 avuç yaban mersinini kaseye ekleyin, ardından bir fincan mate çayı açısından.

Veya 1/3 demet dereotu + 1/3 demet maydanozu ince ince doğrayın + 2 dilim az yağlı ak peynir ile harmanlayın + 1 dilim tam buğday ekmeği + 5-6 sayı tuzsuz badem + 1 fincan mate çayı.

9- Kahvaltıya davetliyseniz

Esmer ekmek çeşitlerini tercih edin, 2 dilimi geçmeyin, simit yiyecekseniz çok tahıllı olanı tercih edin, yoksa 1/2 simitten fazlasını yemeyin.

Beyaz peynir, dil peyniri, hellim peyniri, sepet, örgü peynirlerini tercih edin; kaşar peyniri ve tulum peynirinden uzak durun.

Tabağınıza 3 zeytinden fazlasını almayın çünkü zaten peynir çeşitleriniz çok. Susamlı simit yiyorsanız tabağınızdan zeytini çıkarın.

2-3 tatlı kaşığı bal, reçel, marmelat yiyecekseniz ekmeğinizi 1 dilim azaltın.

Tabağının yarısını yeşilliklerle donatın.

10- Sabah sabah yiyemiyorum diyorsanız

Peynir ekmek ile kahvaltı yapmak istemiyorsanız mutlak suretle 1 orta dilim taze ananas veya 1 sayı kivi veya 2 sayı kara kayısı kurusu + 3 sayı tuzsuz badem yiyin ki metabolizmanız uyansın, güne başlasın.

11- Peynir yiyemiyorsanız

2-3 sayı yumurtanın beyazı ile bol biberli maydanozlu omlet yapın ki kalsiyum minerali açısından zengin gıdayı tüketmiş olun.

veya kahvaltınıza 1 kase yoğurt/ 1 bardak süt ekleyin. Örneğin 1 dilim çavdar ekmeği + 2 tatlı kaşığı tahin pekmez + 1 bardak süt

Kuşburnu çayı grip ve nezleyi tedavi ediyor!

Antioksidan etkili Kuşburnu Çayı ile kışı sağlıklı geçirin
Kuşburnu meyvelerinin zengin içeriğiyle kuvvetli antioksidan etkiye içerdiği deneysel çalışmalar sonucunda kanıtlanmıştır.

C vitamini bakımından en zengin kaynaklarından biri olan kuşburnu; A, B1, B2, K, P vitaminleri gibi bir çok minerali bünyesinde bulundurur.

Soğuk algınlığının doğkırmızı tedavisi!
Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, kuşburnu meyvesinin faydalarını; "C vitamini ve polifenolik içeriği nedeniyle soğuk algınlığının tedavisine koruyucu ve yardımcı olarak yaygın bir biçimde kullanılmaktadır" şeklinde açıkladı.

Grip ve nezleye karşı etkili!
Antioksidan etkili kuşburnu çayı kış günlerinde C vitamininin yanında yangı (iltihap) giderici etkisi soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi enfeksiyonlu sağlık sorunları açısından de etkilidir.

Romatizma ve eklem ağrılarına birebir!
Kuşburnu meyvelerinin faydası bunlarla da sınırlı değil. Son yıllarda yapılan araştırmalarla mucizevi kuşburnu meyvesinin romatizma ağrıları ve özellikle ileri yaşlarda yaygın olarak karşılaşılan eklem kireçlenmesinde (osteoartrit) yararlı olduğu kanıtlanmıştır. Kuşburnu meyvesinin özütlerinden alınan bileşenler eklemlerde hasar oluşturan iltihap miktarını azaltmakta etkili olduğu gözlemlenmiştir.

Basur tedavisinde de etkili!
Ayrıca bu fenolik bileşenlerin iltihap giderici özelliğiyle basur tedavisinde de son derece etkili ve şikayetleri hafifletmede önemli rol oynadığı görülmüştür. Böbrek üstü bezlerini çok olumlu etkileyerek önemli hormonların üretimine destek sağladığı da bilimsel olarak ortaya konmuş faydaları arasındadır.

Kuşburnu çayını ne derece ve nasıl içmeliyiz
Kuşburnu meyvesinin bütün bu bahsedilen faydalarından en iyi biçimde yararlanabilmek açısından günde 3-4 defa kuşburnu çayı içilmesi ve kuşburnu çayı hazırlarken normal çay hazırlama şeklinden bunun yerine içerisinde bir bardak taze kaynatılmış suya poşet ilave edildikten sonra 10-15 dakika kadar ağzı kapalı olarak bekletmek gerekir. Daha etkin bir yarar sağlayabilmek açısından çayın daha normalin üstünde derişimde hazırlanması (2-3 poşet ile) idealdir.

Su içseniz yarıyor mu?

Yavaş çalışan bir metabolizmanız varsa, egzersiz çok önemlidir. Kas dokusundaki artış ve yağ dokusundaki azalışla birlikte metabolizma hızı artar ve yediklerinizi daha hızlı yakmaya başlarsınız.

Ayrıca, metabolizma hızınız normal olsa da, kilo vermek açısından çabalarken bazı şeyleri yanlış yapıyor olabilirsiniz. Diyet tuzaklarını tanımak açısından Uzman Diyetisyen Dilara Koçak’ın önerilerine dikkat!

Bazal metabolizma hızı nedir?
Bazal metabolizma hızı (BMH) 24 saat boyunca hiç hareket etmeden hayati fonksiyonların devamı açısından harcanan enerjidir. BMH kadınlar açısından ortalama 1.000 – 1.400 kalori; erkekler içinse 1.200 – 1.600 kalori diye düşünülebilir. Kilo vermek açısından kadınlar 1.000 – 1.200 kalori, erkekler 1.200 – 1.600 kalori alabilir. Kiloyu muhafaza etmek açısından kadınların günlük ortalama 2.000 kalori erkeklerin ise ortalama 2.500 kalori alması öneri edilir.

Ancak tabii ki, tüm bunlar ortalama değerlerdir. Bazal metabolizmanızın hızını ölçmek açısından bir uzmandan yardım almanız en doğrusudur. Eğer düşük kalori değerine sahip beslenmenize rağmen kilo kaybedemiyorsanız, bazal metabolizma hızınız ortalama değerlerden düşük olabilir.

Dilara Koçak: “Kas dokusunu arttırarak metabolizmayı hızlandırabilirsiniz”
Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, metabolizma hızını artırabilmeniz açısından şu önerilerde bulunuyor: Vücudumuzun yaşamak açısından kullandığı enerji (kalori) miktarı olan metabolizma hızı, kişiler arasında oldukça değişkenlik gösterir. Bu da onların kilo alıp vermelerini etkiler.

Bazı kadınlar günde 1.600 kaloriyle hızla kilo verirken, günde 800 kalori almalarına rağmen yavaş kilo veren insanlar da nadir olmakla birlikte vardır. Bu insanlar enerjiyi depolayarak ve kilo aldırarak daha idareli çalışan bir metabolizmaya sahiptirler. Eğer bu biçimde yavaş çalışan bir metabolizmanız varsa, egzersiz çok önemlidir.

Kas dokusundaki artış ve yağ dokusundaki azalışla birlikte metabolizma hızı artar ve yediklerinizi daha hızlı yakmaya başlarsınız. Üstelik düzenli egzersize bağlı olarak vücut enerjisi artar, yorgunluk hissi minimuma düşer.

Diyet yapıyorsanız, dirençli kilolarda moralinizi bozmayın
Eğer diyet yapıyorsanız ve bir belirli bir noktada kilo vermeniz duruyorsa hemen moralinizi bozmayın. Daha önce kilo alıp veridiyseniz bedeniniz önceki kilolarınıza sadakat gösterme eğiliminde olur. Uzun süre kaldığınız bir kilo, diyetin tam orta dönemine denk gelip kilo verme hızınızı oldukça yavaşlatabilir.

Böyle bir yapıda sabırlı olmak ve hareketi arttırarak negatif enerji dengesine yardımcı olmak en doğru yoldur. Kendinizi aç bırakmak kesinlikle çözüm değildir.

Üstelik siz aç kaldıkça metabolik hızınız yavaşlar ve daha sonra kilo alma riski doğar. Bunun yerine öğün sıklığını arttırmak, diyetin karbonhidrat miktarını azaltıp yağsız proteini arttırmak denenebilir.

Ancak, bunu yaparken de gerekli ölçüde karbonhidrat almayı ihmal etmemelisiniz, çünkü beyin dokusu enerji açısından yalnızca karbonhidrat yani glikoz kullanır.

TUZAKLARA DİKKAT!
Kilo vermek açısından çabalasanız da bazı şeyleri yanlış yapıyor olabilirsiniz. Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, kilo aldıran tuzakları tanımanızı ve onlara dikkat etmenizi öneriyor. İşte size kilo aldıran o hain tuzaklar:

Light etiketli demek, istediğiniz kadar yiyebilirsiniz demek değil!
Diyet ürün toplulukları tehlikesiz göründükleri açısından aşırı tüketime oldukça müsait. İstenmeyen tablo bu gıdaların diyet etiketli olmasına rağmen hala kalorili olduklarını unutunca ortaya çıkıyor. Unutmayın ki, bir ürünün ambalajında light etiketi bulunması demek, istediğiniz kadar tüketebileceğiniz anlamına gelmiyor.

Salata soslarına dikkat
Kilo sorunumuzu düşünmeden bol bol yediğimiz salatalar da aslında dikkat etmez isek kilo almamıza sebep olabiliyorlar. Nasıl mı? Salatayı daha çekici kılmak açısından ilave edilen baştan çıkarıcı ve kalori yönünden zengin soslar yüzünden.
Salata hazırlarken koyu yapraklı malzemelere ağırlık vermeniz ve salatayı soslar yerine peynir, avokado, kuru meyveler ve tahıllarla süslemeniz size iyi bir çözüm sunar.
Öte yandan sağlıklı bir yağ olmasına rağmen zeytinyağının da her tatlı kaşığında 45 kalori bulunduğunu da unutmamak gerek.

Diziler kilo almanıza neden oluyor
Bir araştırmaya göre kadınların fazla kilolarının bir suçlusu da sevilen diziler. Bir kadın en sevdiği diziyi onuncu kez izlemeye bile karşı koyamıyor. Dizi izleme eylemini daha keyifli kılmak açısından ise elbette atıştırmalıkları yanı başından ayıramıyor.
İşin en tehlikeli kısmı ise gece yemeğini TV karşısında tüketmek. Çünkü bu tüketmek normalden çok daha fazla uzuyor. Mutlaka TV karşısında bir şeyler tüketmek istediğinizde ise yoğurt ve meyve gibi sağlıklı seçeneklere yönelmeniz faydasınıza olacaktır.

Öğünlerinizi neşelendirin!

30% Düzenli Egzersiz, 50% Beslenme ve 20% Düzenli uyku ve dinlenmeden oluşan “Fit Dünyamda” bugün değinmek istediğim konu; öğünlerimizi neşelendirebilmek. Diyetler, kuru, tatsız, tuzsuz öğünlerden oluşmaz. Zaten benim dünyamda diyet diye bir kelime bulunmaz. Çünkü yaşam bir diyettir bence.

Biz besinlerin gücünü fiziksel ve sağlıksal çıkarlarımız doğrultusunda kullanabildiğimiz sürece, her zaman başarılı oluruz. Aşağıda sizler açısından özet olarak analizlediğim bazı baharatlar ve benim Fit Karışımlarım sayesinde öğünlerinize kalori eklemeden onları neşelendirebilir, lezzetli hale getirebilirsiniz.

Fesleğen
Faydası: Fesleğen, hücrelere kötü etki veren serbest radikallerin savascilari olan antioksidanlar açısından çok zengin. Bu gibi radikaller osteoporoz, artrit ve yüksek kolesterol gibi istenmeyen durumlara yol açabilir. Dolayısıyla fesleğen bu riski önler. Ayrıca, bakterilerin büyüme ve inflamasyon önleyen yağlar içerir.

TAVMAN FİT PESTO SOS:
2 su bardağı taze fesleğen, 2 çorba kaşığı çam fıstığı, ¼ su bardağı rende parmesan ve ¼ su bardağı ve sızma zeytinyağını blenderda karıştırarak insulin direncimizi etkilemeyecek, kas yapıcı, yağ yakıcı fit bir pesto sos üretebiliriz.

Nane
Faydası: İçeriğindeki mentol sayesinde, kolay nefes almayı kolaylaştırır, balgam ve mukus bronş yolları temizler. Ve aynı zamanda, hazımsızlık, gaz, menstrüel kramp ve bağırsak sendromu gibi problemleri de önler.

TAVMAN FİT CİKOLATA NANE SMOOTHİE:
5 çorba kaşığı organik peynir altı suyu protein tozu, organik kakao tozu, öğütülmüş organik keten tohumu, 1 su bardağı taze nane ve 200-250 ml yağsız soya sütünü blender içerisinde karıştırarak mucizevi bir fasıla öğün halinde içebilirsiniz. Yapımı ve tüketimi bir sıvı kaynak olduğundan çok pratiktir.

Adaçayı
Faydası: Biberiye gibi, adaçayı hafıza güçlendirmek açısından bilinen bir baharattır. Bu bitkilerin içerisindeki rosemerinic asit sayesinde, hücreleri oksidatif hasardan korur ve astım ve artrit gibi hastalık etkilerinin azaltılması ve vücudunuzun korunması açısından çalışır.

TAVMAN FİT MAKARNA SOS:
Hızlı bir makarna sosu açısından, 1 çorba kaşığı organik hindistancevizi yağını tavada iyice ısınana kadar bekletin ve bir avuç bütün adaçayı yapraklarını ekleyin. Önceden haşlamış olduğunuz kepekli makarnanın üstünde denemenizi öneri ederim. Hindistancevizi yağı doymuş yağ içerir fakat MCT denilen orta zincir dallı bu yağ vücut tarafından çok çabuk bir enerji kaynağı olarak kullanılabiliyor. Aktif yaşayan ve hayatlarında egzersizler olan bizler açısından önemli bir yağ kaynağı. Hem de yüksek ısıya dayanıklı.

Biberiye
Faydası: Çok akıllı bir baharattır. Birçok kişi, bilişsel işleyişini arttırdığı açısından biberiye ye duacıdır. Bu özelliği zaten araştırmacılar tarafından kanıtlanmıştır. Biberiye, bilişsel dejenerasyon ile gelişen Alzheimer karşı korumak ve felci önleyen bir aktif madde olan carnosic asit içerir.

TAVMAN FİT MARİNASYON:
Tavman’ın Fit Mutfağının en önemli kanunu, her öğün protein içeren bir besin tüketmek. Tavuk, hindi, dana, balık, yumurta... vs. İşte bunları marine etmek açısından süper bir yöntem. Biberiye, sarımsak, limon suyu ve zeytinyağını kuşbaşı doğranmış tavuk, biftek, hindi veya sebze marinasyonu açısından öneri ederim.

Kekik
Faydası: Bu minik baharat demir açısından çok zengindir ki, bu mineral vücudun alınan oksijen in hücrelere taşınmasını sağlar. Biliyorsunuz ki, gergin ve fit bir vücut, egzersizlerle yorduktan ve kötü etki verdikten sonra ona iyi bakabilmekten geçer. Besinler, oksijen ve suyun hücrelere taşınması açısından rol oynayan demir minerali burada devreye giriyor. Sadece 2 çay kaşığı, günlük ihtiyacımız olan demirin 20% sini bünyemize verir.

TAVMAN FİT TÜYO:
Kekik, organik domates püresi, ızgara dana eti, omlet ve sebze yerken aklımızda bulunsun. Hem lezzet katar, hem de demir açısından vücudu destekler.

Kolay kilo vermenin püf noktaları!

Bu diyetin güzel tarafı, kalorileri saymak ya da küçük parçacıklar halinde tüketmek zorunda olmamanızdır. ‘Bikini Diyeti’ ile kilo vermek, standart diyetlerden çok daha kolaydır. Düşük GI (Glisemik İndeks) değerine sahip olması durumunda istediğiniz her şeyi yiyerek kilo kaybedebilirsiniz.

Dr. Charles Clark, Pegasus Yayınları’ndan çıkan ‘Bikini Diyeti’ adlı kitabında, kolay kilo vermenin sırlarını açıklıyor: “Bu sırlarla birlikte artık vücudunuzun şeklini ve yaşantınızı sonsuza dek değiştirecek bilgiye sahip olacaksınız. Bunlar kendini uzman olarak adlandıran çok adetda kişinin sahip olmadığı beslenme ve sağlık bilgileridir. Artık taze bir yaşam tarzına sahip olabilir ve kalıcı olacak biçimde kilo verebilirsiniz.”

1- Doyurucu kahvaltı: Ekmek, reçel, mısır gevreği, süt ve şeker gibi yüksek GI değerine sahip kahvaltıdan uzak durun, çünkü onlar insülin salgılamanıza sebebiyet olur.

Günde maksimum 1-2 dilim ekmek yiyin. Kehvaltı sofranızı yumurta (kaynatılmış, kızartılmış, omlet şeklinde) salam, jambon, peynir, mayonez, mantar, tütsülenmiş balık, yumurta, lezzetli ev yapımı meyve suları, krep, yulaf ezmesi ya da doğkırmızı yoğurtlu taze meyvelerle renklendirin.

2-Öğle yiyeceği: Düşük GI (Glisemik İndeks) diyetine uygun öğle yiyeceği seçenekleri fazladır. Farklı insanların farklı yaşam stilleri vardır: Paket mönüler, kırmızı-götür öğle yemekleri, restoranda tüketmek ve bunun dışında evde tüketmek. GI diyetine uygun öğle yiyeceği seçeneklerini dizimizin ilerleyen bölümlerinde bulacaksınız.

3- Ana yemekler: Daha doyurucu öğle yemekleri ya da gece yemekleri neredeyse sonsuz adetda olasılık sunar. Yemeklerinizi nişasta içeren gıdalar üzerine temellendirmeyin. Bunun yerine lezzetli soslarla tamamlanmış et, balık, kümes hayvanları ve sebzeler gibi besleyici gıdalar tercih edin.

4- Güvenilir atıştırmalar: Öğünler arasında atıştırmak bu diyette, diğer diyetlere nazaran daha az sorun teşkil eder. Eğer bir şeyler atıştıracaksanız, ne yiyeceğiniz konusunda dikkatli olun. Bunun açısından en iyi yol fındıktır. Diğer atıştırmalıklar ise şöyle:

* Günde birden fazla meyve (Fakat muz, ananas ya da mango değil.)

* Yoğurt, şekersiz ve az yağlı

* Taze sebzeler (dilimlenmiş havuç, kereviz, salatalık)

* Şekersiz marmelat

* Az yağlı ve şekersiz dondurma

* Düşük GI değerine sahip fındık ya da çikolata bar.

5- Alışveriş: Şu ürünleri her zaman evde bulundurun: Baharatlar, tat vermekle kalmaz, normalin üstünde antioksidan özellikleriyle yaşamsal önem taşır. Sarmısak, bilinen en sağlıklı gıdalardandır, yüksek dereceli vitamin ve mineral deposudur.

Taze sebzeler, özellikle biberler (kırmızı, yeşil ve sarı, çünkü onlar yüksek vitamin konsantrasyonuna sahiptir), havuç, brokoli ve yeşil soğan satın alın. Domates, likopen adlı güçlü bir antioksidan içerdiği açısından mümkün olduğunca fazla tüketmeye çalışın.

6- Geniş bir mönü: Diyete uygun gıdaları bulmak kolaydır çünkü çok geniş bir gıda çeşitliliği içinden seçim yapabilirsiniz. Yasaklanmış gıdalarla uğraşmadan hemen hemen her gıdayı yiyebilirsiniz. Sınırlayacağınız tek şey bazı gıdaların miktarı olacak. Herhangi bir meyve ya da sebzeden günde 5 boyut yiyebilirsiniz.

7- Vok tava: Eğer yağlarınızdan kurtulmayı ciddi olarak istiyorsanız, bir vok (derin tava) satın almalısınız. Besleyici gıdalarınızı hızlı ve tatları bozulmadan pişirmenizde bu gereç çok işinize yarayacak. Vok tavayla sonsuz adetda farklı gıda ürünlerini birlikte pişirebilirsiniz.

8- Egzersiz: Düzenli egzersiz, diyetinizi tamamlar. Yalnızca vücut hatlarınızı düzeltmek açısından değil, kendinizi daha iyi hissetmeniz açısından de önemlidir. Bir egzersiz salonuna üye olup uzun saatler boyunca çalışmanız gerekmez.

Evinizde de egzersiz yapabilirsiniz. Her gün yalnızca 5 dakika ayırarak kaslarınızı geliştirebilir, yağ tabakasının yok edebilir ve selülitlerinizden kurtulabilirsiniz.

Eğer haftada 3 kez 15’er dakikalık yürüyüşlere çıkarsanız kalp sağlığınızı korursunuz. (Elbette tüm egzersiz programlarına başlamadan önce doktor onayı alınmalıdır.)

9- Vücut miktarnüz: Diyete başlamadan önce vücut miktarlerinizi not edin. Bu diyette temel amaç, kilo vermekten daha çok vücut şeklinizdeki değişiklikler olacak. Nispeten hızlı bir biçimde kilo vereceksiniz fakat daha çok vücut hatlarınızda farklılaşmalar göreceksiniz. ‘Bikini Diyeti’ ile böyle yalnızca kilo vermekle kalmayacak, giysilerin içinde daha iyi görünecek ve bikininizi gururla giyeceksiniz.

10- Her gün 4 bardak su: Kabızlık, bu diyette görülmez fakat lakin yeterince su almazsanız olabilir. Günde en az dört büyük bardak su açısından. Diyetinize uygun diğer içecekleri almayı da ihmal etmeyin.

11- Çoklu vitaminler: Özellikle C vitamini takviyesi sizin kendinizi daha zinde hissetmenizi sağlayacaktır. Eğer portakal ya da limon tüketiyorsanız buna ihtiyacınız olmaz fakat siz yine de rutin bir biçimde vitamin kompleksleri alabilirsiniz.

İşte listeniz

* Sızma zeytinyağı

* Taze zencefil kökü

* Peynirler

* Ekşi kaymak

* Mayonez

* Yumurta

* Taze et, kümes hayvanları ya da kuzu eti

* Taze balık

* Konserve ton balığı

* Donmuş karides

* Taze meyve (Özellikle portakal ve limon)

* Çekilmemiş karabiber tanesi

Dr. Charles Clark kimdir?

Edinburg Üniversitesi’nde ilaç, cerrahi ve tıp biliminde çok az kişinin başarabildiği doktoralar yaptı. Londra ve Edinburg’da klinikleri olan Clark, zayıflama ve selülit tedavisinde dünyanın adetlı doktorlarından.

Kişiye özel diyet öğle yiyeceği seçenekleri

1- Akşam yemeğine davetliyseniz ve mönüyü bilmiyorsanız öğlen risk almayın
1 kase sebze çorba açısından + 1 kase yoğurt yiyin.

2- Dışarıda yiyecekseniz…
Izgara seçeneklerini tercih edin; mümkünse somon ızgara + buharda sebze garnitür ile + 1 dilim esmer ekmek.

3- Et sevmiyorsanız…
2 yumurta ile menemen + 1 dilim ekmek tercih edebilirsiniz, böylece kırmızı etten alacağınız vitamin ve mineralleri karşılayabilirsiniz.

4- Pizza yiyecekseniz…
2-3 dilim ince hamurlu sebzeli pizza + bol salata.

5- Balığa davetliyseniz…
Izgara/fırın/buğulama balık - dilediğiniz kadar yiyin + bol salata + mezelerden közlenmiş patlıcan, biber salata, haydari, yoğurtlu semizotunu tercih edin.

6- Alkol alacaksanız…
Izgara et yanında (balık eti, ak et, bonfile, biftek) kırmızı şarap tercih edin çünkü antioksidan içeriği zengin. Şarap içtiğiniz öğünde ekmek tüketmeyin.

7- Makarnadan vazgeçemiyorsanız…
Öğle öğününde tercih edin. 1 tabak napolitene -bolognese ( kıymalı-domates soslu makarna), sebzeli makarna + yanında bir kase yoğurt ile. Makarnanın az pişmiş olmasına özen gösterin.

Öğle öğününde makarna yediğiniz gün gece yemeğinde sebze yiyeceği + yoğurt yiyin. Ekmek veya tahıl grubu besin tüketmeyin.

8- Seyahatteyseniz…
2 dilim esmer ekmek ile ak peynirli sandviçi yolculuğa çıkmadan önce hazırlayıp yanınıza alın, molada sandviçin yanına ayran ekleyin.

9- Ana öğünde yoğurt tüketemiyorsanız…
Yoğurtlu sebze salatalarını tercih edebilirsiniz.

10 - Metabolizmam yavaş diyorsanız…
Öğle-gece ’Yaşam Çorbanızı ana yemeğinizin yanına mutlak suretle 1 kase ekleyin.

Diyet yapmadan doğru seviyeye gireceksiniz!

WebMD adlı internet sitesinde yer alan habere göre, zayıflamak açısından mutlak suretle diyet yapmanız gerekmiyor. Yediğiniz gıdalara dikkat ederek, yaşam tarzınızı değiştirerek de kilo verebilirsiniz. İşte diyet yapmadan zayıflamanın yolları:

Öğünlerinizi zamanlayın: Saatinizin ya da cep telefonunuzun alarmını 20 dakika sonrasına kurun ve yemeğinizi bu süre içinde yavaş yavaş yiyin. Bu diyetsiz zayıflamak açısından en başarılı alışkanlıklardan biridir. Her ısırdığınız lokmayı yavaş yavaş tadını çıkararak yiyin. Bu biçimde vücudun tokluk hormonu tetiklenir. Yemeğinizi hızlı bir biçimde yerseniz, bu sinyaller engellenir ve aşırı tüketmek yersiniz.

Daha çok uyuyun, az kilo alın: Amerikalı araştırmacılara göre, geceleri fazladan 1 saat uyumak, kişinin daha fazla kilo almamasına yardım eder. Sonuçlar her kişi açısından çeşitlilik gösterebilir, lakin uyku başka bir biçimde yardımcı olur. Az uyumak insanın iştahını artırır ve iştah duymanıza yol açar.

Daha fazla sebze tüketin: Akşam yemeğinde bir değil 3 çeşit sebze tüketin. Daha fazla çeşit tüketmek insanın daha fazla tüketmek yediği hissini verir. Daha fazla sebze-meyve yemek de kilo vermenin iyi bir yoludur. Bol lif ve su daha az kalori alarak tok olmanıza yol açar. Sebzelerinizi çok az yağ ekleyerek pişirin. Yemeklerinizi yağlı soslar ve terbiyeler yerine limon suyu ve şifalı bitkilerle ile lezzetlendirin.

Çorbayı deneyin: Gün içinde tüketeceğiniz et ve tavuk suyu çorbalar daha az kaloriyle doymanızı sağlar. Sebze çorbası, içinde hamur parçacıkları olan çorbayı deneyebilirsiniz. Yemeğe çorbayla başlarsanız bu sizin tüketmek yemenizi yavaşlatacak ve iştahınızı kapatacaktır. Yağlı ve kalorisi bol olan kremalı çorbalardan uzak durun.

Tam tahıllı yemekler tüketin: Kahverengi pirinç, kara buğday, arpa, yulaf ve tam tahıllı buğday gibi tam tahıllar kilo verme stratejinizde önemlidir. Bunlar sizi daha az kaloriyle doyuracak ve kolesterol profilinizi iyileştirecek. Tam tahılları içeren ekmek, hamur işi gıdalar yiyebilirsiniz.

Dar kıyafetlerinize göz gezdirin: Henüz giyemediğiniz sevdiğiniz elbiseyi, eteği ya da bir takım elbiseyi her gün görebileceğiniz bir yere asın. Bu kilo verdiğınızda sizin ödülünüz olacaktır.

Şekeri azaltın: İçtiğiniz şekerli içecekler yerine su açısından. Böylece 10 çay kaşığı şeker tüketmemiş olursunuz. Suyunuzu farklılaştırmak açısından limon, nane ya da donmuş çilek ekleyebilirsiniz.

Uzun, ince bardak kullanın: Sıvı şeklindeki kalorileri azaltmak açısından kısa ve geniş bardak yerine uzun ve ince bardağı tercih edin. Böylece yüzde 25-30 daha az meyve suyu, gazoz ya da şekerli içecek içersiniz.

Yeşil çayı tercih edin: Yeşil çay içmek iyi bir kilo verme yöntemi olabilir. Bazı araştırmalar, yeşil çayın vücudun kalori yakma mekanizmasını hızlandırdığını belirledi. En azından kalorisiz taze bir içecek içmiş olursunuz.

Evde tüketmek yiyin: Ev yapımı yemekler tüketin. Bu biçimde kolayca kilo verebilirsiniz. Yemek yapmak düşündüğünüzden daha kolay olabilir. Yoğun iş temposu nedeniyle tüketmek yapmaya fırsatınız olmuyorsa, hazır yıkanmış ya da doğranmış sebzelerle, konserve fasulye ya da bezelye ile kolayca ev yemekleri yapabilirsiniz.

Yemek yerken fasıla verin: Yemeğe ailece ya da arkadaşlarınızla oturmaya çalışın. Böylece arada yapacağınız konuşmalarla yemeğe fasıla verirsiniz ve doyduğunuzun sinyalini kolay alırsınız. Hızlı hızlı yerseniz beyne doyduğunuzu ileten sinyal geç gider.

Naneli sakız çiğneyin: Canınız bir şeyler atıştırmak istediğinde keskin naneli sakız çiğneyin. Televizyon izlemek, internette sörf yapmak sizin bir şeyler atıştırmanıza sebebiyet olan birkaç tehlikeli senaryodur. Bu esnada hemen naneli sakız çiğneyin.

Daha küçük tabaklarda tüketmek yiyin: Büyük gece yiyeceği tabakları yerine daha küçük tabaklarda tüketmek yiyin. Böylece otomatik olarak daha az tüketmek yiyeceksiniz. Tabağınızı ya da kasenizi küçültürseniz günde 100-200 kalori kazancınız olur.

Porsiyonlarınızı küçültün: Haftada en az 5 gün porsiyonlarınızı küçültmeyi alışkanlık haline getirin. Bunu birkaç hafta tekrarladıktan sonra alışacaksınız.

Midenizi tam doldurmayın: Tıka basa doymadan masadan kalkın. Midenizi tamamen doldurmayın. Bu sağlıklı alışkanlığı kazanırsanız, kilo kaybetmede başarılı olursunuz.

Dışarıda tüketmek yerken dikkat: Restoranlardaki yemeklerin hepsi şişmanlatıcı değildir. Ancak porsiyonlarınızı kontrol altında tutmalısınız. Yemek olarak aperatif sipariş edin. Çocuk tabaklarını tercih edin. İyi bir denge açısından bol salatalı küçük bir başlangıç yapın. Tabağınızın yarısını sebzelerle doldurun.

Etsiz yemekleri tercih edin: Vejetaryen yemekler tüketmek daima zayıflama yöntemidir. Vejetaryenlerin daha azı et yiyenlere oranla zayıflamayı düşünür. Et yerine kuru baklagiller önemli rol oynar. Kuru fasulye, mercimek çorbası ve diğer kuru baklagillerden bol ölçüde yiyebilirsiniz.

100 kaloriden fazlasını yaktınız: Her gün fazladan 100 kalori yakarak diyet yapmadan fazla kilolarınızın birazından kurtulabilirsiniz. Örneğin, yaklaşık 20 dakika yürüyün. 10 dakika koşun. Evinizi temizleyin. Arabanızı kendiniz yıkayın.

Hangi yağ ile pişirmeli?

Kanola yağı? Zeytinyağı? Çiçek yağı? Mısır yağı? Eğer ne aradığınızı bilmiyorsanız, marketinizdeki çeşitler aklınızı daha da fazla karıştıracaktır. Yağ seçmek tüketmek pişirmenin önemli bir evresidir ve her şeyden önce katı yağlardan uzak durulması gerektiği bilinmelidir.

Yağ seçerken iki önemli nokta var; tat ve yanma noktası. Bazı pişirme yağları diğerlerinden daha hissedilir bir tada sahiptir; lakin siz de kullanacağınız yağın yemeğinizin tadında etkili olmasını istiyor iseniz rengi daha koyu olanlardan tercih edin.
Yanma noktası, yağınızın ısıtıldığında ‘tütmesine’ denk gelen derecedir. Eğer sote ya da kızartma açısından kullanılacaksa, yüksek yanma noktalı, rafine edilmiş ya da işlenmiş olan yağları tercih edin. Tat açısından zengin olanlara göre daha aleni renkli ve ucuz olurlar.

Bitki yağı daima kimyasallar aracılığı ile bitkilerden elde ed, ilen yağların karışımından oluşur. Aşırı derecede arıtıldığı açısından işlemler esnasında saflığı bozulur ve aleni renkli, tadı hafif, yüksek yanma dereceli olur.

Eskiden rapiska denilen ve kalp-damar hastalıklarına yol açabilen erusik asit içeren kanola yağı, artık hardal ailesinden bir bitki olan kolza tohumundan üretiliyor. Bitki yağı gibi nötr renkli ve yüksek yanma dereceli olsa da çok daha sağlıklı olduğu öngörülüyor ve kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşıyor.

Zeytinyağı, adından da belli olduğu gibi zeytinden üretiliyor ve tıpkı şaraplarda olduğu gibi zeytinin nerede ve hangi iklimde büyüdüğüne bağlı olarak tadı ve renginde değişkenlik gösterebiliyor. Yanma noktası ise üretildiği zeytinin içindeki asit oranına göre değişiyor.

Sızma zeytinyağı, zeytinyağı üretirken, zeytinin ezilmesinden hemen sonra sağlanan ve hiç bir işleme tutulmadan alınan yağdır. Asidi çok düşüktür, alışık olmayan insanlar açısından biraz ağır gelebilir, ama gerçek zeytin yağı budur.

Fındık yağı, hafif tadı ve aleni rengi ile tanınır. Yüksek ısı gerektiren pişirmelerde kullanılmak açısından idealdir. Sağlıklıdır, özellikle de kolesterol düşmanıdır.

Diğer bitki ve baharatların karışımıyla alınan özel yağlar ise tüketmek pişirmeye değil, yemeğin kendisine ekstra bir tat vermek ve son bir dokunuş açısından üretilir.

Kişiye özel diyet fasıla öğün atıştırmalıkları

ARA ÖĞÜN (genelde 16.00-17.00 saatleri arası)

1- Araba kullanıyorsanız…
4 sayı kara kayısı kurusu + kayısı sevmiyorsanız erik kurusu veya tuzsuz, tercihen ak leblebiyi arabanızda bulundurun.

2- Kuruyemişe hayır diyemiyorsanız
1 avuç ak leblebi + 1 avuç çekirdekli siyah üzüm veya 5-6 sayı tuzsuz badem + 5-6 sayı fındık + 2 avuç yaban mersini kurusu.

3- Toplantıdaysanız
Sadece sütlü kahve açısından.

4- Midem kazınıyor diyorsanız
2-3 sayı etimek + 1 dilim peynir + 1 fincan yeşil çay veya mate çayı.

5- Simit istiyorum diyorsanız
1/3 susamlı simit + 1 büyük bardak ayran (300 ml).

6- Tatlı istiyorum diyorsanız
1 kase keşkül, tiramisu, 1 boyut kabak tatlısı ya da 2 top sade dondurma üzerine 2 tüketmek kaşığı marmelat.

7- Çikolata istiyorum diyorsanız
20-30 gr (2-3 madlen) en az %70 kakaolu bitter çikolata (çünkü gerçek çikolata budur) + türk kahvesi, bir fincan sütlü kahve veya latte açısından (yağsız sütle yapılmış).

8- 17:00 çayına davetli iseniz
Tuzlu kurabiyeler yerine çayınızın yanında 1 ince dilim kek tercih edin.

10 Adımda iyi şarap

İyi şarabı anlamak açısından tat alma, koklama, görme duyuları bir arada kullanılmalıdır. Bir şarabı tatmadan önce aşırı acı, ekşi ve tuzlu yiyeceklerden kaçınmanız gerekir.

Doğru kadeh seçimi
Şarap içerken dibi geniş, ağzı dar kadehler tercih edilmelidir. Bardak seçiminde bilgili olan kişi ak şarap açısından soğukluğunu korumak açısından küçük kadehin uygun olduğunu bilir. Kırmızı şarap açısından ise bukesini dışarı çıkaran geniş kadehler uygundur. Ayrıca kadehlerin desensiz ve renksiz olması şarabı daha net görebilmeniz açısından önemlidir.

Şarap bardağını nasıl tutmalı
Şarap tadımını yaparken kadehe 2-3 parmak şarap konur . Öncelikle şarap ısınmasın diye şarabı bardağından tutmamanız, sapından tutmanız gerekmektedir.

Önce görsellik
Şarabın iyi olup olmadığını anlamaya önce görerek başlamalısınız. Önce şarabı kendi ekseninde döndürerek şarabın rengini incelemelisiniz. Beyaz şaraplarda altın sarısından aleni yeşile kadar uzanan bir renk yelpazesi görülebilir. Beyaz şarabın turuncuya yakın renklere sahip olması yüksek şeker miktarına işarettir. Kırmızı şaraplarda ise koyu vişne rengi şarabın genç yaşının, kiremit rengine yakınlığı ise olgunlaşmış olduğunun göstergesidir.

Kadehte tortu var mı?
Kadeh hafifçe eğilerek döndürülmeye devam ettirilmeli, şarabın kadehin ağzına doğru yayılması sağlanmalıdır. Kadeh tekrar dik duruma getirildiğinde, alkol seviyesi yüksek olan şaraplarda, sıvı ‘bacak’ ya da ‘gözyaşı’ adı verilen izler bırakır. Bu şarap kalitesini gösterir. İyi ak şaraplarda, örneğin olgun bir Bourgogne, Graves veya Sauternes de, genelde hafif bir tortu oluşur.

Şarabınız nasıl kokuyor
Önce kadeh hızlı bir biçimde buruna yaklaştırılır ve koklanır sonra kadeh hemen burundan uzaklaştırılır. Buna “ilk burun “ denir. Şarapla ilgili ilk izlenimiz nedir? Şarabınız nasıl kokmaktadır? Size ilk gelen koku çiçek kokusu mudur, meyve midir yoksa mineral mi kokmaktadır? Ayrıca dünya’da şarapların bozulmasının en büyük nedeni kullanılan mantarlardır. Bu tür şaraplar küf kokarlar ve bu küf kokusu şarap açıldıktan sonra artarak devam eder. O yüzden bu küf kokusuna dikkat edin.

Tat
Şaraptan bir büyük yudum ağzınıza alınız ve şarabı ağzınızda dolandırınız. Bu noktada dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardır. Örneğin dişleriniz kamaşıyor mu ? Bu şarabın kötü olduğunu gösteren bir özelliktir.

Şarabınız parıldıyor mu?
Şarabın parıldaması, parlak olma özelliğinden bunun yerine, aleni bir kalite göstergesidir. En iyi şaraplar her zaman bir takım özel pırıltılar saçarlar. Basit şaraplar çok mat görünmeseler de genelde göze çarpmazlar ve gösterişsizdirler. Eğer şarap çok aleni kahverengi ise sirkeleşmiş, bitmiş demektir. Şarap parlak olmalıdır.

Asidite
Eğer üzümlerin doğkırmızı olarak içerdiği birçok asit olmasaydı, şaraplar düz ve yavan olurdu. Beyaz şaraplardaki en önemli unsurlardan biri olan asitliliğin, damakta arzu edilen bir dirilik ve canlılık sağlaması beklenir. Asitliliği düşük ya da rahatsız edici düzeyde yüksek olan şaraplar iyi adetlmazlar.

Yemekle şarabın uyumu
Yemekle şarabın uyum içinde olması gerekir. Önce şarabın, sonra yemeğin seçilmesi doğru olur. Seçim yaparken önce üzüm cinsi, sonra ülke son olarak da yılı önemlidir. Genç şaraplardan 1994, 1997, 2000 yıllarının şarapları gerçekten kalitelidir. Çünkü bu yıllar iklim açısından dünya çapında iyi yıllardır.

Denge
Kaliteli şarap öncelikle sağlıklı şaraptır. Yani ahengi olan şaraptır. Bir şarabın sağlıklı olarak tanımlanabilmesi açısından görsel ve kokusal algılamayla tatsal algılamanın ahenkli olması gerekir. Örneğin, kokusuyla tadı çelişen bir şarap kendi içinde tutarsız olacaktır. Asitliliği dengelenmemiş bir şarap, damağı rahatsız edecektir. Tanenleri yuvarlatılmamış bir kırmızı şarap, damakta aşırı burukluğa sebep olacaktır.

 
fx15 rephair formoline epila tüy dökücü indir diyet zayıflama