24 Nisan 2013 Çarşamba

İlk Yardım Nedir? İlk Yardım Nasıl Yapılmalıdır?

Bir kaza veya da yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatının  kurtarılması ya da kazazedenin durumunun kötüleşmesini önlemek için, ilaç kullanılmadan yapılan uygulamalara ilkyardım denir.
Belirli bir eğitim almış ve insan vücuduna müdahale etme alanında yasalarla yetkilendirilmiş kişilerce yapılan, ilaçlı müdahalelere acil tedavi denir ve ilkyardım kavramı ile karıştırılmamalıdır. İlkyardım eğitimi almış olmak bir kişiyi sağlık personeli yapmaz.

 

İlkyardım bir kaza anında ya da hayatı tehlikeye düşüren durumlarda uygulanır. Bu durumlarda nasıl davranılması gerektiği sade vatandaşlar bir yana, ülkemizde itfaiye, sivil savunma, emniyet, eğitim, ulaşım, sanayi alanlarında profesyonel olarak çalışan insanlarca dahi yeterince bilinmemektedir. Az adetda insanımızın katıldığı ilkyardım kursları ise nitelik olarak çoğu kez yetersiz kalmaktadır. Sürücü kursları, görsel ve yazılı basın aracılığıyla geniş kesimlere ulaşan ilkyardıma ilişkin çeşitli mesajlar ise anlamlı yararlar sağlamak bir yana pek çok traji-komik örnek olaylarla sonuçlanmaktadır.

İlkyardım bilgisi açığımızın büyüklüğüne paralel bir özelliğimiz de, ilkyardım gerektirecek olayların sıklığıdır. Yetersiz altyapı, eğitimsiz insan gücü, kurumsallaşma bozuklukları, idari ve kişisel sorumsuzluklar işyerlerinde, trafikte ve evlerde sık rastladığımız sakatlanma, yaralanma ve hatta ölümle sonuçlanan kazalara neden olmaktadır. Bireysel ve toplumsal zararları en aza indirmek dışında sosyal bir varlık olmanın bir gereği olarak, ilkyardım eğitimi almak ve uygulamak özel bir anlam ve önem taşımaktadır.

]]>

İlk yardım çantası nedir? İlk yardım çantasında olması gereken malzemeler nelerdir?

Özellikle bizim ülkemizin en büyük sıkıntılarından birisidir ilk yardım bilgisi… Oysa daha ilkokuldayken öğretilmeye çalışılır her bireye. Buna rağmen; ilk yardım elinin, son darbe eli olduğu durumlar çokça yaşanır ülkemizde. Eğer ilk yardım bilgisine sahip olmayan kitlelerin içerisindeyseniz; bir an önce bu bilgilere sahip olmanızı öneririz. Tabi öncelikle; hangi malzemeleri nasıl kullanacağınızı öğrenmeden önce bu malzemeleri bilmeniz ve yanınızda taşımanız gerekiyor. Yazının devamı için aşağıya inin…

 

İşyerlerinde Bulunması Gerekli Olan İlk Yardım ve Tedavi Malzemeleri şunlardır:
• Bir sayı ilk yardım broşürü
• Altı sayı küçük sargı bezi
• Üç sayı orta boy sargı bezi
• Beş sayı üçgen sargı bezi
• Bir şişe amonyak
• Bir tüp aspirin
• İki tüp yanık pomadı
• Beş paket 25 gramlık hidrofil pamuk
• Bir sayı makas
• Bir sayı pens
• Yirmi sayı çengelli iğne
• Bir kutu flaster
• On iki sayı enjektör
• İki sayı küvet
• Altı sayı ampul huile camphree
• Bir sayı lastik bant
• İki ampul antispasmotik ve analjezik
Evde Kullanılan İlkyardım Çantasında Olması Gerekenler:
• Yapışkan rulo bant
• Rulo sargı bezi
• Kendinden ilaçlı küçük yara bandı
• Yaraları örtmek ya datemizlemekiçin steril kare gaz bezi (10 cmx10 cm)
• Burkulma ve incinmelerde kullanılmak üzere 5, 7 ve 10 cm’lik elastik bandaj
• Üçgen bandaj; havlu, örtü ya da turnike olarak kullanılmak üzere.
• Kaşıntı ve böcek sokmalarında kullanılmak üzere, sprey ya da losyon anestetikler
• Alerjik reaksiyonlar için tablet ya da şurup antiallerjik ilaçlar
• İnce lastik eldivenler
• Yaraları temizlemek için antiseptik solüsyonlar
• Yaralara sürülmek üzere antibiyotikli kremler
• Yanık ve yaralarda yapışmayan, yağlı tül bandaj
• Mikroplu atıkları koymak için torba.
• Çengelli iğne; bandajları tutturmak için
• Makas
• Kıymıkları çıkarmak için cımbız.

]]>

Hayvan ısırıkları tanısı ve tedavisi

Sizin de hiç başınıza geldi mi bilmem ama benim nadir de olsa başıma geldi. Sabah uyandığınız da eliniz de, kolunuzda ya da ayak ve bacaklarınızda kızarıklar ya da şişkinliklerin olduğunu görüpte şaşırdığınız hiç oldu mu? Vücudunuzda ki o anormal bir şekilde kızaran ya da şişen yerlerin, kaşındığını ya da ağrıdığını ve yandığını hissettiğiniz de “ama ben bir yere vurmadım acaba bişey mi ıssırdı?” dediniz mi hiç? Sevgili arkadaşlarım, bu gibi durumlarda hayvan ısırıklarının tanısı için yani belirtileri için, sizlere aşağıda bilgiler sunuyor ve ayrıca tedavi yöntemleri hakkında da bilgilere yer veriyoruz.

 

Hayvan ısırmalarında olası semptomlar şunlardır:
Deride büyük kesinti, kırılma veya kanama görülmesi,
Çürüme, morarma,
Yaralanmalar,
Delinmeler.

Hayvan Isırıkları Belirtileri ve Tedavisi

Bazı hastalıklar çeşitli hayvan ısırıklarıyla yayılır. Bu hastalıklar grip belirtisi göstererek, baş ağrısı ve ateşe yol açarlar. İlk yardımı yapan kişiye güvenin ve sakin olun. Eller işleme başlamadan önce yıkanmalı ve lateks eldiven giyilmelidir. Ciddi bir kanama yoksa, yumuşak bir sabun ve ılık su ile yara yıkanmalıdır. Daha sonra antibiyotik merhem sürülüp yara kapatılmalıdır. Aktif bir kanama varsa, kanama durana dek temiz bir bezle baskı uygulanmalıdır.

Isırıklar, el veya parmaklar üzerinde ise hemen doktora gidilmelidir. Sonraki 24 ve 48 saat içinde, ısırıklarda kızarma, şişme ya da ağrı beliriyorsa enfeksiyon kapılmıştır. Eğer ısırık enfekte olmuşsa, doktor çağırın ya da hemen acil tıp merkezine gidin. Kuduz olduğundan şüphe duyduğunuz hayvanlara yaklaşmayın. Onları kendiniz yakalamaya çalışmayın. Garip davranışlı hayvanlardan uzak durun. Yetkililere bildirin.

Bilinmeyen vahşi bir hayvanın saldırısına uğrayan,
Son 5 yıl içinde Tetanos aşısı olmamış,
İrinli, kızarık, şiş ve ağrılı yarası olan,
yüz, boyun ve ellerinde ısırıklar olan,
derin ve büyük ısırıkları olan,
dikiş atıldığından emin olmadığınız kişileri mutlaka acile götürün.

]]>

Arı sokmalarında ilk yardım

Arıların kendilerini her türlü tehlikelere karşı sıyanet etmek (korumak) için arka kısımlarında bulunan iğnelerini korunma güdüsü ile kullandıklarında, insan vücudunda kalan ve zehirli olan iğneler ciddi problemlere yol açmaktadır. Ancak arı sokmalarında ne yapmanız gerektiğini bilirseniz meydana gelme olasılığı yüksek olan zehirlenme sorununa karşı kendinizi ya da çevrenizdekileri korumuş olursunuz. Bu nedenle siz değerli ziyaretçilerimiz için arı sokmalarında ne yapılmalı sorusunu cevaplamak istiyoruz, buyurun.

 

Arı sokmasında ne yapılır?

 

Öncelikle bir arı sokmasına maruz kaldığınızda o ortamdan uzaklaşmalı ve kesinlikle ani hareketler yaparak elinizi kolunuzu sağa sola sallamamalısınız. Eğer orada başka arılar da bulunuyorsa bu hareketiniz o arıları kışkırtıp toplu halde size saldırmalarına yol açabilir. Ayrıca arılar soktukları zaman kendilerine has bir koku bıraktıkları için, diğer arılar o kokuyu takip ederek de size saldırabilirler. Bu nedenle o ortamdan uzaklaşıp hemen arının soktuğu bölgeyi yıkamalısınız.

Eğer arı iğnesini vücudunuzda bırakmış ise tırnak ucu ya da bıçak yüzeyi ile hemen onu çıkartmalısınız. Böylece zehrin yayılmasını önlemiş olursunuz.

Genellikle arı sokmaları ölümcül bir tehlike arz etmez; ancak arı sokmalarına karşı alerjisi olanlar için bir tehlike yok demek yanlış olur. Arı sokmasına alerjisi olanlarda kalp çarpıntısı, nefes almada zorlanmalar, kusma, karın ağrısı ve baygınlık gibi problemler görülmektedir. Bu gibi şikayetlerde hemen uzman bir hekime başvurmalısınız. Aksi taktirde hayatınızı kaybedebilirsiniz. Ağız içi arı sokmalarında da hastaneye başvurulmalıdır.

Arı sokmalarında iğnenin battığı bölgede kızarıklık, ağrı ve kaşıntı meydana geldiği gibi bu şikayetlere baş ağrısı da eklenir. Arı sokmasına alerjiniz yoksa arının soktuğu bölgeye amonyak ve şişlikleri önleyici krem sürülmelidir.

]]>

Temel ilk yardım ilkeleri nelerdir?

Ansızın başa gelen olaylar karşısında hayati tehlike taşıyan bir insana el uzatmak, sağlık ekipleri gelene kadar ona yardım etmek ve durumunun daha da kötüleşmesini engellemek için her yetişkin bireyin ilk yardımın temel ilkelerini ve ilk yardım gereçlerini kullanmasını bilmelidir. Bu makalemizde sizlere bir nebzede olsa ilk yardım ilkeleri ve gereçleri hakkında bilgilenmenizi sağlayacağız, ancak buradaki bilgileri öğrenmek dışında özel bir eğitimden geçilmesi gerektiğini de unutmamalısınız.

Hayati tehlikeyi ortadan kaldırmak, hastanın durumunun daha da kötüleşmesini önlemek, hastanın bir an evvel iyileşmesini sağlamak gibi temel amaçları bulunan ilk yardım çoğu kez acil tedavi ile karıştırılmaktadır. Ancak acil tedavi tıbbi cihazlar ve ilaçlar kullanılarak yapılan; ilk yardım tıbbi aletler ve ilaçlar olmadan yapılan tedavidir.

İlk yardım ilkeleri nelerdir?

 

Panik olmayın. Bilmediğiniz bir konuda hastaya ya da yaralıya hiçbir şekilde müdahalede bulunmayın. Gerektiği durumlarda ambulans, doktor, itfaiye ve polis çağırın. Hasta ya da yaralının etrafında kalabalığın toplanmasını engeleyin. Hastayı ya da yaralıyı sırt üstü yatırın Kanaması varsa durdurun. Gerekiyorsa yapay solunum yapın. Gerekiyorsa kalp masajı yapın. Hasta şokta ise, bayılmış ise sırt üstü yatırın, bacaklarını kalp düzeyinin üstüne yükseltin ve hastanın üstünü örtün. Bilinci kapalı olan ve komadaki hastalara ağızdan hiç bir şey vermeyin. Kalp krizi geçirmekte olan hastayı sakin bir biçimde sırt üstü yatırın, ambulans veya doktor çağırın. Kırık olan kol veya bacağı sabit tutun. Yanık yeri temiz bir mendille yada gazlı bezle örtün. Zehirli gazların solunmasıyla oluşan zehirlenmelerde hastayı derhal temiz havaya taşıyın, gerekirse yapay solunum ve kalp masajı yapın. Hastayı kesinlikle yürütmeyin. Göz yaralanmalarına dokunmayın. Yaralıyı hemen bir hastaneye götürün. Ağız yoluyla olan zehirlenmelerde eğer hastanın bilinci yerinde ise, zehirlenen kişiye su yada süt içirerek midedeki zehiri sulandırın, daha sonrada hastayı kusturun. Daha sonra hastaneye baş vurun.

 

İlk Yardım Gereçleri

 

Hastane, doktor, eczane, itfaiye ve polisin telefon numaraları. Tentürdiyot Alkol Pamuk Gazlı Bez Makas Çengelli iğne Yara bandı ve bistüri Kauçuk boru Ağrı kesici ilaç Üniversal antidot( bütün zehirlenmelerde kullanılır). Oksijenli su Tahta çubuklar ( kırılmalar için)

]]>

Turnike nasıl yapılır?

Travmatik olaylar sonucunda ciddi kanamaların olduğu, hayati tehlikenin yaşandığı çok zor şartlardaki kanamaları durdurabilmek adına uygulanan bir yöntemdir, turnike. Turnikenin yanlış yapılması deride ciddi yaralanmalara ve doku hasarlarına yol açabileceği için kesinlikle bilgi sahibi olmayan kişiler tarafından uygulanmamalıdır. Ancak kanamayı durdurmanın başka bir yolu olmadığı durumlarda uygulanması gereken turnike, atardamar ve toplardamar yaralanmalarından bölgeye giden kanı durdurmak için uygulanır. Ufak kesiklerde, çok derin olmayan yaralanmalarda turnike yapılmaz.

Doğru yapıldığı zaman hayat kurtarıcı olan turnike nasıl yapılır ve turnike yaparken nelere dikkat edilmelidir?

Turnike, bu konuda eğitim almış veya sağlık personelleri tarafından uygulanmalıdır. Eğer sağlık personelinin olmadığı, sağlık merkezine gidilmesi zor olduğu koşullarda ve sağlık merkezine en fazla 45 dakikada ulaşılamayacak durumlarda hastanın kan kaybından hayatını kaybetmemesi için hasta yakınları turnike uygulayabilir. Ancak bunun içinde turnikenin nasıl yapıldığını bilmekte fayda var.

Dikkat edilmesi gerekenler

Turnike uygulanan bölgenin uç kısımlarındaki kızarıklık ve morarmalar ile turnike durumu kontrol edilmelidir. Yarım saatte bir turnikeyi gevşetilmeli ve tekrar sarılmalıdır. Bunun amacı ise uç kısımların kan ile beslenmesini sağlamaktır. Kan kaybını en aza indirmek için turnike sonrası hasta yatırılmalı ve kanayan bölge kalpten yukarıda tutulmalıdır.

Turnike uygulaması

Yaralanan bölgenin kalbe en yakın kısmına 10 santim genişliğinde sargı bezi iki kez dolanır. Sargı bezini iki kez doladıktan sonra bir düğüm atılır. Düğümün üstüne çubuk ya da kalem gibi bir cisim konularak düğüm tekrarlanır. Çubuk ya da kalem kanama durana kadar döndürülür, sargının iyice sıkışması ve kanmayı durdurması sağlanır. Her yarım saatte bir sargı gevşetilir ve tekrar sıkılanır.

]]>

İnatçı burun akıntıları nasıl önlenir

Belki sizlerinde başına gelmiştir; hiç olmadık yerlerde ya da toplantılarda ki sürekli çaktırmadan çekmeye çalıştığınız burun akıntıları. Genelde hep de olmadık yerlerde tutar. Kimi zaman snav esnasında, kimi zaman önemli bir toplantıda konuşma yaparken ya da sevdiğiniz kişiyle ilk çıktığınız gece yemeğinde:) Burun akıntılarının birden çok sebebi vardır. Siz bir sinüzi hastasıysanız ya da son günlerde inatla geçmek nedir bilmeyen bir burun akıntısı problemi yaşıyor sanız; o zaman bu yazımızı dikkatli okuyun. Çünkü biz bu yazımızda sizler için burun akıntıları nasıl önlenir diye ilkyardım bilgilerini konu alıyoruz arkadaşlar.

 

Yaralanmaların yanı sıra, evde, okulda veya ofisteki toz veya alerjenlerden veya soğuk algınlığı, alerji, düşük nem, K vitamini düzeyinin düşüklüğü, kronik sinüzit, kan sulandırıcı aspirin gibi ilaçların kullanımı, yüksek irtifa, aşırı ısı ve hipertansiyon burun akıntılarına nedne olur. Tabii ki bunların en başında grip ve nezle yer alır. Gençler özellikle burun akıntıları ortaya çıktığında, kan damarlarının septum tarafında burna giden kıkırdak yapısı incedir ve kopma derecesinde kırılgandır. Gençlerde daha kolay akma olayı yaşanır. Seyrek burun kılları da bunu kolaylaştırır. Burnu yıkarken uygulanan basınç da septuma zarar verip kırılgan hale getirir.

Burun Akıntıları Nasıl Önlenir?

Evinizde ve bulunduğunuz alanlarda nem kontrolü yapın. Yatak odanızın sıcaklığını normalden biraz daha düşürün. Nemli ortamda burun da rahatlar. Burun deliklerinizi nemli tutun. Bir duş alın ve burun deliklerine nem sağlamak için duşta derin nefes alıp verin. Sonra nemi korumak için deliklerden içeri vazelin sürün. Serum sprey de bunu sağlayabilir.
Kan sulandırıcıları ve aspirin gibi ilaçların kullanımını sınırlandırın. Çok gerekmedikçe içmeyin. Aspirin, E vitamini, heparin, sarımsak, zencefil ve ginseng otunda kan sulandırıcı bileşenler bulunur. Bunlardan uzak durun. Mutlaka kullanmadan önce doktora danışın.

Günlük olarak turunçgillerin tüketimi burun akıntılarını önler. Bol bol bu meyvelerden yiyin. Antioksidanların bir sınıfı olan bioflavonoidleri içerirler. Kan damarlarını zayıflıktan kurtarıp güçlendirir ve akıntıları azaltır. Günde 500 mg turunçgillerden meyveler tüketin. Süt ve buğday ürünleri alerjik reaksiyonları teşvik edicidir. Bu tür gıdalardan bu zamanlarda kaçının. Her gün burna uygulanan, e vitamini, hint yağı ve çinko oksit ürünleri burun akıntılarına iyi gelir. Baharatlı ve kızartılmış gıdalardan kaçının. Burnu kurutmayın ve sert davranmayın.

]]>

Kafa Yaralanmasında Yapılabilecek İlk Yardım Müdahalesi

Günlük yaşamda herkesin başını gelebilecek,  ağır kafa yaralanmaları çok ender görülür. Bu durumlarda mutlaka hastaneye başvurulmalıdır tabiki. Kafatası yaralanmaları beyin ve öbür kafaiçi organlara zarar verme olasılığı da açısından özel bir önem taşır. Kafaya gelen ağır bir darbe genellikle saçlı deri yırtıklarına, bazen de kafatası kemiklerinde kırıklara yol açabilmektedir. Bu lezyonlar beyinde oluşabilecek doku yıkımlarına göre ikincil planda kalır. Beynin zarar görmesi özellikle kafa yüzeyinde doku yıkımına yol açmayan ölümcül darbeler sonucunda ortaya çıkmaktadır. Kafa yaralanmaları yaşamı düzenleyen yapıları da etkileyerek solunum ve kap atımı gibi yaşamsal işlevleri de durdurabilir. Doku yıkımı onarılmayacak düzeyde ağırsa hastanın düzelmesi olanaksızdır.

 

Hastaya adın ne ? gibi alelade sorulara yanıt vermemesi , burun ucuna işaret parmağıyla dokunmak gibi kolay hareketleri yapmada güçlük , kusma  tabloları başladıysa hasta ilk göründüğünden daha ağırlaşmışsa burun ya da dış kulak yolundan kanama görülebilir.İlk önce yapılması gereken kurtarıcı hastanın bir yanında durur, bir eliyle omzun üzerindeki giysilerde sıkıca tutar öbür elini en yanında bulunan dizin altından sokarak öbür dize doğru bastırır. Hastanın vücudunu sürekli hareketlerle kalçanın üzerine yatırıncaya kadar döndürür. Baş hafifçe geriye çekilmiş, ağız aleni ve yere dönük olmalıdır. Böylece kusmuk ve kanın dışarı çıkması kolaylaşır. Güvenli duruşun bozulmasını önlemek için üstte kalan bacak diz yere sıkıca değecek biçimde bükülmeli , aynı taraftaki kolda bükülerek omuz sıkıca sabitleştirilmelidir

]]>

Gıda zehirlenmesinde yapılacaklar

Yediğimiz ya da içtiğimiz bir takım besinler ne yazık ki hiç beklenmedik bir anda vücudumuzu zehirlemeye çalışabilir. Genellikle son kullanım tarihi geçmiş ya da bozulmuş olan gıdaları tüketmekten ortaya çıkan gıda zehirlenmesine karşı ne yapmanız gerektiğini öğrenmek için doğru adrestesiniz. Kendi imkanlarınızla gıda zehirlenmesini hafifletebilirsiniz. Ancak zehirlenme ciddi bir sorun olduğu için hekime başvurmaktan da geri kalmayın.

Gıda zehirlenmesi yaşadığından şüphe eden kişilerin öncelikle yapması gerekenler arasında hemen bir hastaneye başvurmak yer almaktadır. Ancak hastaneye gidene kadar öncesinde yiyeceğiniz sarımsaklı yoğurt zehirlenmeyi bir nebzede olsa hafifletecektir. Ardından gereken ilk müdahale uzman bir doktor tarafından yapılmalıdır. Gıda zehirlenmesi anından sarımsaklı yoğurt dışında hiçbir şey yenmemeli ve içilmemelidir.

Sarımsağın ihtiva ettiği besin değerleri vücut direncini arttırmakta ve zehirlenmeye karşı tabiri caizse savaş açmaktadır. Bu nedenle gıda zehirlenmesinde yaşandığında hastalara sarımsaklı yoğurt yenmesi önerilir. Ancak besin zehirlenmesi ihmale gelmemesi gereken bir sorun olduğu için sonrasında muhakkak hastaneye gidilmelidir. Aksi durumda beklenmedik sorunlarla başınız ağrıyabilir.

]]>

Donmalarda ilk yardım nasıl yapılır?

Kış aylarının soğuklarında vücudun bir kısmı ya da tamamı istenmeyen bir takım durumlar karşısında 0°C ya da daha altındaki bir soğuğa maruz kalabilir ve kişi donma tehlikesi geçirebilir. 0°C ya da daha altındaki bir soğuğa uzun süre maruz kalan kişinin vücudunda zamanla soğuk yarası denilen yaralar husule geldiğinde hastanın durumu epey ciddileşir ve ölümle burun buruna kalır. İşte bu tür donma tehlikesi geçiren kişilere yapılması gereken ilk yardım ise şöyledir:

Donmalarda ilk yardım uygulamaları

Organ donmalarında ilk yardım

Donma tehlikesi ile karşı karşıya kalan kişinin dokuları soğuğun etkisi ile yeterli derecede kanlanamadığı ve beslenemediği için organda hareket azlığı, uyuşukluk, şişme, morarma, ağrı ve yaralar husule gelir. Bu kişilere ilk olarak ılık uygulama yapılmalıdır. Donma tehlikesi yaşayan organılık su ile doldurulmuş kabın içine daldırılır ve biraz beklendikten sonra ılık suya yavaş yavaş sıcak su takviyesi yapılır. Bunun yanı sıra söz konusu organ giysilerle de örtülerek ısıtılmaya çalışılabilir. ancak kesinlikle ama kesinlikle donma tehlikesi geçiren organa direk olarak sıcak su tutulmamalıdır. Oluşan yaralar ise patlatılmamalı sadece yaralara steril kuru pansuman yapılmalıdır.

Tüm vücudun donmasında ilk yardım

vücudun tamam donma tehlikesi geçiriyor ise kişinin derisinde pürüzlenme, kıllarda dikleşme, karıncalanma ve sızlanma, deride soğukluk ve solukluk, his kayıpları, bitkinlik, uyuşukluk, uyku hali ve katılaşma gibi belirtiler husule gelir. Böyle bir durumda ise donmayı önlemek amacıyla hastaya şekerli sıcak bir şeyler içirmeli ve yedirmelidir. Donma tehlikesi yaşayan kişiye kalın giysiler giydirilmeli, üzeri de kalın örtülerle örtülmelidir. Kişi kesinlikle uyutulmamalı, ılık odada tutulmalı ve bir süre sonra odanın sıcaklığı yavaş yavaş arttırılmalıdır. Kesinlikle ama kesinlikle kişi birden sıcak odaya sokulmamalı, alkollü içecekler içmemeli, kar ile vücudu ovulmamalı ve masaj yapılmamalıdır.

]]>

El ve kol yaralanmalarında ilk yardım

Mütenevvi sebeplerden dolayı gün içerisinde sıklıkla el ve kol yaralanmalarına maruz kalabilir, böyle bir yaralanmaları kimi zaman hafif sıyrıklarla atlatabileceğimiz gibi, kimi zamanda ciddi bir yaralanma geçirerek ilk yardım gerekli olabilir. Ciddi el ve kol yaralanmalara karşı nasıl bir ilk yardı uygulaması yapılmalıdır, bu makalemizde sizlere bilgiler sunacağız. El ve kol yaralanmalarında uygulamanız gereken bu önemli bilgiler, küçümsememek hayatınızın kurtulmasına olanak sağlar.

El ve kol yaralanmasında ilk yardım

El yaralanmalarında ilk yardım

Öncelikle kanamanın kontrol altına alınması gerekir. Bunun için kanama, basınçlı sargı bezi ile durdurulmaya çalışılmalı. Eğer hastanın parmaklarında yüzük, kolunda da bilezik ya da saat gibi aksesuarlar bulunuyorsa bunlar çıkartılmalıdır. El yarasına steril olan bir bez ile pansuman yapılmalı ve kesinlikle ilaçlı müdahale yapılmamalıdır. El kalp düzeyinde tutulmalıdır. Kopan bir el ya da parmak varsa temiz bir havluya sarılıp temiz bir poşetin içine konulmalı, poşetin ağzı sıkıca kapatılmalı ve poşet buz kalıplarının bulunduğu bir kaba alınıp en yakın sağlık kuruluşuna götürülmelidir. Kesinlikle kopan parçalar buz ile temas ettirilmemelidir.

Kol yaralanmalarında ilk yardım

Kol yaralanmalarında en önemli kural, kopan bir dokunun ya da yaranın üzerine mikrop giderici özelliği bulunan hiçbir solüsyon dökülmemelidir. Kola lastik ya da ip vasıtasıyla boğma işlemi uygulanmalıdır. Kesinlikle hasta ya da yakınları aleni yarayı kapatmaya çalışmamalı, yaraya herhangi bir dikiş ya da pens tutturulmamalı, bunları yapmak yerine kol bandaj ile sarılmalı ve kalp seviyesinde tutulmalıdır. Kopan parçalar temiz bir havluya sarılıp temiz bir poşetin içine konulmalı, poşetin ağzı sıkıca kapatılmalı ve poşet buz kalıplarının bulunduğu bir kaba alınıp en yakın sağlık kuruluşuna götürülmelidir. Kesinlikle kopan parçalar buz ile temas ettirilmemelidir.

]]>

Epileptik nöbet geçirene neler yapılmalıdır?

Kiminin sara kiminin de epilepsi olarak tanımlandığı, nöbetler halinde gelen, anlık bilinç kaybı yaşatan ve hastayı hatırlamadığı bir nöbetin içine sürükleyen bu rahatsızlıkta, nöbet anı oldukça mühimdir. Özellikle de hastanın nöbeti esnasında yanında bulunan kişiler bir takım kurallar vasıtasıyla epileptik geçiren hastaya yardım etmelidir. Aksi durumda hasta kendine zarar verebilir ya da krizden kurtulamayabilir.

Epileptik nöbet geçiren hastalara yardım etmek için işte bilmeniz gerekenler:

 

Epileptik nöbette ilk yardım

 

Epileptik nöbet geçiren kişinin başı ve vücudu yavaş bir şekilde yan çevrilmelidir. Nöbet geçiren hastanın kendisine zarar vermesi önlenmelidir. Hastanın yaralanmasına sebep olacak davranışlardan kaçınılmalı. Nöbet esnasında hastanın çevresinde bulunan her türlü delici ve yakıcı aletler oradan uzaklaştırılmalıdır. Hastaya sıkıntı verecek kemer, atkı, bere, şapka, saat, sıkı giysiler vs. çıkartılmalı, hastanın rahat olması sağlanmalıdır. Bilinçsiz bir şekilde aşırı tepki veriyorsa, hastaya zarar vermeden onu engelleyin. Nöbet anında yaşananları iyi gözlemleyin ve doktoru sorduğunda olan biten her şeyi en anlaşılır bir şekilde anlatın.

Epileptik nöbet geçirene ne yapmalı?

]]>

Organ kopmasında ilk yardım nasıl yapılır?

Vücutta çıkıntı oluşturan burun, kulaklar, çene, kollar, bacaklar, eller, ayaklar, parmaklar gibi organların herhangi birinde mütenevvi sebeplerden dolayı kopma husule gelmiş ise, ne yapılması gerektiğini bu yazımız aracılığı ile öğrenmiş ve organ kopması yaşayan kişiye ilk yardım uygulamasında bulunabilirsiniz. tıpta amputasyon ya da ampute organ adı verilen organ kopmaları genellikle motorlu araç kazaları ve iş kazalarında sıklıkla görülmektedir.

Organ kopmasında ilk yardım

Organ kopmalarında bilmeniz gereken ilk husus, kopan organ 24 saat içinde en yakın hastaneye götürülüp uygun koşullarda dikilirse, o organın yeniden eski işlevine dönmesi mümkündür. Bu sebeple organ kopması yaşayan kişileri hastaneye götürürken muhakkak kopan organı da götürmelisiniz. Peki kopan organ hangi koşullarda hasta ile birlikte hastaneye götürülmelidir?

Kopan organ kesinlikle ıslatılmamalı ya da buz ile temas ettirilmemelidir. Organ hem nemli hem de soğuk kalmalıdır. Bu sebeple temiz bir kumaş önce su ile ıslatılmalı ve suyu iyice sıkıldıktan sonra kopan organ bu kumaşın içine sarılmalıdır. Daha sonra ise temiz bir plastik torba içine konulmalı ve torbanın ağzı hava almayacak şekilde sıkıca kapatılmalıdır. Son olarak torba da içi buz dolu bir kabın içine konulmalıdır. İşte bu koşullarda hastaneye gidene kadar muhafaza edilen organın yeniden işlevine kavuşması mümkündür.

Hastaya yapılması gereken ilk yardım

Hasta şoka girmiş ise yere sırt üstü yatırılıp ayaklar yükseltilmelidir. Hastanın solunumunun ve dolaşımının sağlanması gerekir. Kanamanın olduğu bölgeye basınç uygulanmalı ve kanamanın olduğu bölge kalp seviyesinden yükseğe kaldırılmalıdır. Eğer bu işleme rağmen hastanın kanamasında durmuyorsa doğrudan turnike uygulanabilir. Ancak doğrudan turnike kopan organın yerine dikilmesinde bir takım sorunlara yol açabileceği için turnike son çare olmalıdır.

]]>

Burkulmalarda ilk yardım nasıl yapılmalı?

Yanlış bir hareket sonucu aniden husule gelen, eklem yüzeylerinin anlık bir şekilde ayrılması durumu olan burkulmalar, zaman zaman hepimizin başına gelmiş ortopedik sağlık sorunlarından biridir. Ekseri ayak bileği burkulması sık sık yaşanan bir sorundur ve bu sorun şiddetli ağrı yaşanmasına sebep olur. Burkulmalarda ilk yardım nasıl olmalıdır, burkulma tedavisi için yapılması gerekenler nelerdir, işte yanıtları:

Burkulmalarda ilk yardım

Burkulmalarda ilk yardım uygulaması için öncelikle burkulan bölgenin çok zorlanmamasına dikkat edilmelidir. Yanlış bir davranış ciddi sakatlanmalarına sebebiyet vereceği için, ilk müdahale son derece bilinçli bir şekilde yapılmalıdır. Bunun için ise, sıkıştırıcı bir bandaj yardımı ile dolaşımı engellemeden burkulmuş olan eklem tespit edilmelidir. Ağrı ve şişlik sorunlarını azaltmak için ise, söz konusu bölge yukarı doğru hafifçe kaldırılmalıdır.

Burkulmalarda ilk müdahale için soğuk uygulama önerilir. Burkulan bölge hareket ettirilmeden havluya sarılı buz veya soğuk su ile kompres yapılmalıdır. Burkulmuş olan bölge kalp seviyesinin üzerinde kalacak şekilde yukarıda tutulmalıdır. Bunun için yastık kullanabilirsiniz. Eğer burkulma el bileğinde ise bir tülbent yardımı ile kol sarılmalı ve kalp seviyesinin üstünde kalacak şekilde tülbent boyuna bağlanmalıdır. Aynı zamanda el bileği burkulmalarında parmakların hareket ettirilmesi kasların pompalayıcı etkisi ile şişliğin azalmasına yardımcı olur.

Uzun süre geçmeyen burkulmalarda muhakkak tıbbi yardım alınmalıdır. Geçmiş olsun…

]]>

Şoka giren kişiye ilk yardım nasıl yapılır?

Dolaşım sistemi tüm vücuda kan pompalamakla görevli olduğundan, husule gelen herhangi bir sorun karşısında dolaşım sistemi yeterli miktarda kan pompalayamazsa, hastada şok dediğimiz durum ortaya çıkmaktadır. Vücudun herhangi bir bölgesinde kırılma ya da kesilme sonucu şiddetli kanama meydana geldiğinde kanın durdurulması için müdahale yapılmaz ya da yapılan müdahale yeterli olmaz ise şok gelişir.

Şoka giren kişiye ilk yardım

Geniş ve derin yanıkların yol açtığı aşırı kan kaybı ya da aşırı kusma, ishal veya terleme gibi sıvı kayıplarına yol açan durumlar şok gelişmesinde rol oynayan faktörlerdir. Hızlı ya da zayıf nabız atışları, bakışların anlamsız ve matlaşması, göz bebeklerin genişlemesi, derinin soluklaşması ve soğuması, bulantı ve kusma, aşırı terleme, şuur kaybı ve tansiyon düşmesi gibi belirtileri bulunan şokta ilk yardım hayat kurtarabilir.

Şokta ilk yardım

Kravat, kemer, şapka gibi hastayı sıkıcı şeyler üzerinden çıkartılmalıdır. Aynı zamanda hastanın kıyafetleri de biraz gevşetilmelidir. Hasta sırt üstü yatırılmalı ve ayakları kalp seviyesinden yükseğe kaldırılmalıdır. Kırık varsa desteklenmeli, kanama durdurulmaya çalışılmalı ve yaralara pansuman yapılmalıdır. Hastanın nabzı belirli aralıklarla kontrol edilmeli, solunumunun düzenliliği sağlanmalı ve hastaya kesinlikle bir şeyler yedirilmemeli ve içirilmemelidir.

]]>

Sara krizinde ilk yardım nasıl yapılmalı?

Sara (epilepsi) hastası olanların birçoğu sık sık kriz geçirmekte ve sara krizi yakınları ya da sara krizi geçiren bir kişinin yanında olanlar nasıl ilk yardım girişiminde bulunmalıdır, yapılacak en doğru sara krizi ilk yardım uygulaması nasıl olmalıdır, bu yazımızda sizlerle paylaşıyoruz. Bazı durumlarda hastanın bağırması, şiddetli ve ani bilinç kaybı yaşaması, yoğun bir şekilde adalelerinin kasılması, yaklaşık 20 saniye kadar nefesinin kesilmesi, yüzünde morarmaların husule gelmesi, kontrolsüz hareketler göstermesi gibi belirtiler ortaya çıkan sara krizinde hastaya uygulanması gereken ilk müdahaleler şöyle olmalıdır:

Sara krizi ilk yardım

Sara krizi geçiren bir hastanın yanında bulunan kişiler öncelikle güvenlik önlemleri almalıdır. Hastanın bilinci kaybolduğu için ne yaptığını, nasıl davrandığını bilmez ve krizi atlattıktan sonra da muhtemelen hatırlamaz. Sara krizi kendi sürecine bırakılmalıdır. Hasta kesinlikle bağlanmama, kitlenmiş çenesi açılmaya çalışmamalı, kolonya ya da benzeri şeyler koklatılmamalıdır. Su ya da ilaç içilme girişiminde bulunmamalı.

Sara krizi geçiren hastanın giysilerini gevşetin. Etrafta ona ve size zarar verecek ne varsa uzaklaştırın. Hasta kusabilir, buna karşı önlem alın. Hastanın kendini yaralama girişimi olabilir, buna karşı temkinli olun. Krizin kendi kendine geçmesini bekleyin, korkmayın ve cesur olun. Sıklıkla sara krizi geçirildiğinde hemen 112 acil servisten yardım isteyin.

]]>

Göğüs ağrısında ilk yardım nasıl yapılır?

Genellikle çoğu hasta yaşamış olduğu şiddetli göğüs ağrısını kalp krizi olarak nitelendirir, ancak uzmanlar her göğüs ağrısının kalp krizi olarak düşünülmemesi gerektiğini, göğüs ağrılarının başka sebeplerden de kaynaklı olarak husule gelebileceğini söylemekteler. Bu nedenle şiddetli göğüs ağrısı çeken bir kişiye yapılacak ilk yardım uygulamasında kalp krizi hemen akla getirilmemeli, hızlı bir şekilde paniğe kapılmadan sakin bir şekilde ilk yardım uygulanmalıdır.

Göğüs ağrısında ilk yardım

Genellikle kalp krizi ile psikosomatik krizler göğüs ağrısına sebebiyet vermektedir. Psikosomatik krizler akut kalp krizi ile sıkça karıştırılmaktadır. Göğüs ağrısının nedeni herhangi bir insan tarafından anlaşılması oldukça zordur. Ancak bazı dikkatli incelemeler alelade bir insanın göğüs ağrısı nedeni hakkında fikir yürütmesine yarayabilir.

Anjina krizi oldukça seyrek olarak ağzı kriziyle tezahür etmekte ve böyle bir ağrının tarifi göğsün içinden kaynaklanan yüzeye doğru çıkan derin bir ağrı, bir pençenin göğsü sıkıştırdığı, solunum zorlaşması ölüm duygusunun gelmesi ve tüm organizmanın yitirilecekmiş gibi hissedilmesi şeklindedir. Anjin ağrılarında göğsün çeşitli bölgelerinde basit ve hafif ağrılar söz konusu olur. Kalp krizi anında ise uzun süren şiddetli ağrılar söz konusudur ve hasta ağrıya tahammül edemeyecek aşamadadır.

Göğüs ağrısının nedenlerinden biraz bahsettikten sonra şimdi gelelim göğüs ağrısı anında uygulanacak ilk yardım uygulamasından söz etmeye.

İlk yardımı yapacak olan kişi hiç zaman kaybetmeden durumun ciddiyetini aklına getirerek bir ambulans çağırmalıdır. Ardından göğüs ağrısı çeken kişiyi yere yatırmalı ve solunumu kolaylaştırmak için hastanın üzerindeki kıyafetleri gevşetmelidir. Gerek gördüğü durumda ağızdan ağza solunum uygulamalıdır.

]]>

Temel yaşam desteği nedir?

Hayatımızın bazı dönemlerinde maruz kaldığımız ciddi sorunlar karşısında sağlığımızın tekrar eski haline dönmesi için tıbbi müdahaleleri gerek duyarız ve bu müdahaleler öncesinde yakınımızda bulunan kişilerin uygulayacağı ilk yardım sayesinde de oluşacak tehlikelerin azaltılması hayatımızı kurtarabilir. Temel yaşam desteği, yaşam kurtarma amacıyla uygulanan ilaçsız bir müdahaledir.

Temel yaşam desteğini biraz daha açmak gerekirse, yardıma ihtiyacı olan hastanın hava yolu açıklığının sağlanmasından sonra solunumu ya da kalbi durmuş olan kişiye solunum yaparak akciğerine oksijen gitmesini sağlamak ve kalp masajı ile de kalbin kan pompalamasını sağlamak için uygulanan yaşam kurtarıcı müdahaledir. Vücudun yaşamak için ihtiyaç duymuş olduğu solunum ve kan temel yaşam desteği uygulaması ile kazandırılmaktadır.

Temel yaşam desteği

]]>

Fare ısırmasında ne yapılır?

Fare ısırmasına maruz kalan kişiye yapılacak ilk yardım hakkında yazımızda detaylı bir bilgiye sahip olmanız açısından, fare ısırığına karşı ilk yardım uygulaması önerilerinde bulunan uzman hekimlerin tavsiyelerine sayfamızda yer vermekteyiz. Fare ısırması ile deride açıla yaralardan insan vücuduna “Spirillum Minus” adlı bir mikrop girmekte ve bu mikrop lokal iltihap ve lenf düğümleri büyümesi gibi sorunlara sebebiyet vermektedir. Bu tehlikeli sorunların hızlı bir şekilde ilerlemesini önlemek için, fare ısırmalarında nasıl ilk yardım uygulanmalı buyurun birlikte öğrenelim.

Fare ısırmasında ne yapmalı?

Fare ısırması ile husule gelen bu sorunlar insan vücudunda hem çok çabuk bir ilerleme kaydetmekte hem de başkalarına bulaşma tehdidi içermektedir. Mikrop ısırılan bölgede doku arasına yerleşir ve kan dolaşımına karışarak kalbe, karaciğere, dalağa ve diğer organlara ulaşarak organları deforme eder.

Fare ısırmasında yapılacak ilk yardımda ısırılan bölge temiz su ile bolca yıkanmalıdır. Yıkanan bölgeye pansuman yapılmalı ve bölge kalp seviyesinden yukarıda tutulmalıdır. Ardından hemen hasta en yakın sağlık kuruluşuna gitmelidir. Geçmiş olsun.

]]>

Yılan sokmasında ilk yardım nasıl yapılır?

Zehirli ve zehirsiz olmak üzere iki farklı türde bulunan yılanların zehirli olanları sahip oldukları zehri öncelikle kendilerini dış tehditlerden korumak için kullandıkları gibi, avlarını kontrol altında almak ve öldürmek içinde kullanmaktadırlar. Zehirli yılanlar insanlarda acılı yaralanmalara sebep oldukları gibi, aynı zamanda insanların bu zehirden dolayı ölmesine de sebep olmaktadır. Bir damla yılan zehri insan kanına karıştığı zaman kanın pıhtılaşmasına sebep olmakta ve ciddi bir hayati tehdit oluşturmaktadır. Daha çok yaz aylarında yılanlarla karşılaşır ve kırsal kesimde yaşam süren insanlar bu yılanların tehdidi altında bulunur. Peki yılan sokmasında nasıl bir ilk yardım uygulanmalıdır ki, insanın hayatı kurtulabilsin?

Yılan sokmasında ne yapılmalı?

Yılanların görüşü zehirli ya da zehirsiz oldukları konusunda bilgi verir, ancak amatör kişilerin bunu anlaması oldukça zordur. Bu nedenle her tür yılandan uzak durmak ve yılanı gördüğünüz ortamdan bir an evvel uzaklaşmanız hayatınız için oldukça önemlidir. Farklı yılanların farklı zehirlere sahip olmasından dolayı yılan sokmalarında uygulanacak olan ilk yardımda farklılık gösterir. Ancak genel olarak her tür yılan sokmasında yaralanan bölgenin kontrol altına alınması gerekir.

Yılan sokmalarının çoğunda uygulanan ilk yardım şöyle olmaktadır:

Yılan sokmasına maruz kalan kişi söz konusu bölgeden hemen uzaklaştırılmalıdır, çünkü yılan kurbanını izliyor olabilir. Hastanın sakin kalması sağlanmalıdır, çünkü stres altında yılan zehri hastanın hayatını daha çok tehlikeye atar. Panzehir uygulaması için en yakın sağlık kuruluşuna haber verilmeli ve hasta hastaneye sevk edilmelidir. Yılanın soktuğu kişi fazla hareket ettirilmemeli, ısırılan bölge kalp seviyesinden aşağıda tutulmalı, hastaya ilaç verilmemeli, ısırılan bölge kesilmemeli, takılar enfeksiyon riskine karşı çıkartılmalıdır.

]]>

Tansiyona iyi gelen yiyecekler nelerdir?

Halk arasında yüksek tansiyon hastalığı olarak bilinen hipertansiyon, günümüz toplumunda kadın erkek gözetmeksizin birçok kişinin ortak sorunlarından biri olarak husule gelmektedir. Aniden yükselen tansiyon kişiyi çeşitli rahatsızlıkların içine attığı gibi, yaşamına da son verebilir. Bu nedenle hipertansiyon hastalığı ciddiye alınmalı ve tedavisi için ne yapılması gerekiyorsa yapılır, hekim önerisinden de dışarı çıkılmamalıdır.

Yüksek tansiyona iyi gelen yiyecekler

Hipertansiyon hastaları olası bir ciddi sorunun ortaya çıkmasını önlemek için bilhassa da beslenmelerine çok dikkat etmelidirler. Bu konu hakkında açıklamaya yapan uzmanların, hipertansiyon hastaları tarafından yenmesi önerilen yiyeceklerin neler olduğuna sayfamızda sizler için yer verdik. Hipertansiyon hastaları tarafından düzenli bir şekilde tüketilmesi gereken besinler şunlardır:

Kereviz Sarımsak Alıç Soğan Domates Brokoli Havuç Semizotu

]]>

Lifli gıdaların beslenmedeki önemi

Lifli gıdalar aslında her gün tüketilmesi gereken önemli besinlerdir, fakat hiçbirimiz her gün lifli gıda tüketmeye özen göstermeyiz. Sebebi ise, lifli gıdaların sağlığımız için ne kadar büyük önemde olduğunu bilmememizden kaynaklıyor olsa gerek. Ancak bu makalemizi okuduktan sonra lifli gıdaların vücudumuzun için ne denli büyük bir öneme sahip olduğunu anlayacak ve tüketimine ağırlık vereceksiniz. Uzman hekimlerce sürekli olarak tüketimi önerilen lifli gıdaların, vücut için yararları ve beslenmedeki önemini siz değerli ziyaretçilerimiz için bu makalemizde paylaşıyoruz.

Lifli gıdaların sağlık açısından önemi

Uzmanlar günde 2000 kalori alan yetişkin bir insanın günlük olarak toplamda 25 gram lifli gıdalar ile beslenmesini önermekte ve bu öneriye uyum sağlayanların daha sağlıklı ve genç olduğunu söylemekteler. Meyveler, sebzeler, kuru yemişler, fasulyeler, tam tahıllı ürünler yetişkin bir insanın günlük beslenme programında asla ama asla eksik etmemesi gereken lifli gıdalardandır.

Lifli gıdaların sağlık için önemi azımsanmayacak kadar çoktur. Lifli gıdalar en çok da sindirim sorunları yaşamamıza olanak sağlar. Lifli gıdalar bakımından zengin beslenmek kolesterol, kabızlık problemleri ile de karşılaşmıyor. Aynı zamanda lifli gıdalar az kalori çok besin içerdikleri için, kişiyi hem daha uzun süre tok tutuyor hem de kalp sorunları ve diyabet gibi sağlık problemlerinin riskini azaltıyor.

]]>

Aflatoksin nedir?

Son dönemlerde basında sıkça adını geçen aflatoksin maddesi, bir çeşit toksin maddelerden birisi olmakta ve sağlığa mütenevvi zararları bulunmaktadır. Özellikle kuru yemiş türü yiyeceklerde çok fazla miktarda bulunmasıyla adını duyulan aflatoksin maddesi, zehirli bir toksik maddedir.

Aflatoksin maddesi nedir?

Tahıl, yem ve kuru yiyeceklerin neminin artmasından dolayı ortaya çıkan aflatoksin maddesi, ısıyla birlikte çoğalma göstermekte ve hepimizin bildiği küf zehrini yaymaktadır. Kuvvetli bir zehirli madde olan aflatoksin, aynı zamanda kanserojen bir maddedir. İnsan sağlığını olumsuz yönde etkileyen aflatoksin maddesi vücuda girdiği zaman başta kanser hastalıkları olmak üzere çeşitli sağlık problemlerini tetikler.

Yiyeceklerin üzerinde gözle görünmesi mümkün değildir. Küflü gıdaların küf tutan yerlerini alıp geri kalan yerini yemek bu maddenin vücuda girmesini engellemez. Çünkü, küflü gıdaların küflü görünmeyen yerlerinin iç kısımlarına da muhakkak yerleşmiştir. Küf tutan yiyecekleri kesinlikle tüketmeyiniz.

]]>

Antioksidan içerikli yiyecekler nelerdir?

Vücutta bulunan toksinlerin ve serbest radikallerin sebep olduğu hasarı önlemenin ve ortadan kaldırmanın en etkili yolları,antioksidan bakımından zengin olan yiyeceklerin düzenli ve dengeli bir şekilde tüketilmesidir. Yapılan ilmi araştırmalar neticesinden bilim adamlarının yaptıkları açıklamalardan yola çıkarak, antioksidan içerikli besinler nelerdir, hangi yiyecekleri tüketmek hücre hasarını önler sizlerle bu makalemizde paylaşıyoruz. Vücudun mütenevvi hastalıklara karşı direncini arttırmak için antioksidan içerikli yiyecekleri bol bol tüketin.

Antioksidan içerikli besinler

Aşağıda antioksidandan zengin besinlerin listesi verilmiştir. Bu besinleri tüketerek kalp hastalıklarının, kanserin, tansiyonun üstesinden gelebilir ve yaşlanma ile husule gelen problemlerin önüne geçebilirsiniz. İşte toksinlere ve serbest radikaller gibi istenmeyen misafirlere karşı etki gösteren antioksidan yiyecekler:

Antioksidan besinler

 

Yaban mersini Et, süt ve tahıl grubu besinleri Böğürtlen, ahududu, çilek ve kızılcık gibi yumuşak meyveler Her türlü sebzeler Kiraz, Elma Vişne suyu Brokoli, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler Havuç gibi sarı sebzeler Soya Domates Sarımsak Çay

]]>

Ballı çay içmenin faydaları


Türk toplumunda vazgeçilmez içecekler arasında kendine yer bulan çay, birçok türk insanı tarafından bal ya da süt ile karıştırılarak içilmekte olduğundan, bilim adamları bu şekilde içilen çayın sağlığa ne gibi etkileri olduğunu araştırdılar. Yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde çayın bal ile tatlandırılarak içilmesinin antioksidan bakımından yüksek bir etkiye sahip olmasına olanak sağladığı ortaya çıktı. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu, çayın zaten antioksidan bir etkide olduğunu, balın antioksidan bakımından zengin olması nedeniyle çayın bal ile tatlandırıldığında antioksidan değerinin daha da arttığını söylemektedir.

Ballı çayın faydaları

Ballı çay içmenin sağlığa olan faydalarını İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu, şu şekilde açıklıyor:
”Çay ve bal günlük yaşamımızın iki vazgeçilmez gıda maddesi. Araştırmamızda antioksidanca zengin bu iki gıda maddesinin bir arada kullanımının nasıl bir sonuç vereceğini görmek istedik. Çalışmada, sonuçları etkileme açısından fark yaratıp yaratmadığını görebilmek için çam balı, poliflora (karışık bölgelerden toplanmış), yöresel (Şemdinli) ve monoflora (ayçiçeği) olmak üzere 4 çeşit bal kullandık. Bu karışımı farklı sıcaklıklardaki içilmeye hazır çaylara karıştırdık.
Çaya bal ilavesinin yapıldığı farklı sıcaklıkların balın HMF (hidroksimetilfurfural) ve diastaz değerleri (doğkırmızı enzimler) üzerine etkileri de analiz edildi. Toplam fenolik madde içeriğinin balın çaya ilave edildiği bütün sıcaklık derecelerinde yükseldiği gözlemlendi. Bu artış yüzde 25-35 aralığında gerçekleşti.”

Klorofilin faydaları nelerdir?

Bitkilerin fotosentez sürecince önemli rolü bulunan klorofil aynı zamanda bitkilerin yapraklarına yeşil rengini veren bir madde özelliğini taşımaktadır. Yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunan klorofil bu sebzelerin tüketimi ile vücuttaki klorofil ihtiyacının karşılanmasına muavenet ettiği gibi, aynı zamanda klorofil damlaları ya da besin takviyeleri ile de bu ihtiyaç karşılanmaktadır. Peki vücutta klorofilin ne gibi etkileri bulunur? İşte klorofil yararları:

Klorofil faydaları

Klorofil bakımından zengin olan sebzelerin tüketimi ya da damla ve besin takviyelerinin kullanılması, bazı toksinlerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlar. Klorofil ihtiyacının çeşitli yollarla karşılanması aynı zamanda kansere karşı koruyuculuk da sağlamaktadır. Kuvvetli kokuları bastırma özelliği de bulunan klorofil, ağız kokusu bulunanlara büyük faydalar sağlar. Gargara ve sakızlarda yer almasının sebebi de koku bastırma özelliğidir.

Klorofil takviyesi kullanmak, sindirimle alakalı olan kokuların engellenmesine yardımcı olur. Bir takım mantarlarda bulunan zehirli maddeyi de engellediği bilinmektedir. Klorofilin faydaları arasında bağışıklık sistemini güçlendirme, hastalıklara karşı dirençli hale gelme, aflatoksin zehirlenmesine bağlı kanser oluşumunu önleme yer alır.

]]>

Tatlı isteğini bastırmak için ne yapmalı?

Canınız sürekli tatlı bir şeyler yemek ya da içmek istiyorsa, kendinizi tatlı yemeği isteğinden kurtaramıyorsanız, uzmanların tatlı isteğini bastırmaya yardımcı olacak önerilerine kulak vererek canınızın çektiği tatlılardan uzak durmayı pek ala başarabilirsiniz. Bildiğiniz gibi meyveler sağlığımız için en faydalı besin grupları arasında yer aldıkları gibi, kalori bakımından da fakir olmalarından ötürü diyet programlarında muhakkak yer alırlar. İşte sizlerde bu meyvelerden yararlanarak tatlı isteğinizi bastıracaksınız.

Tatlı isteği nasıl bastırılır?

Meyvelerde bulunan şeker değeri, diğer besinlerden farklı olduğu için, meyve yerken hem tatlı isteğinizi gidermiş olacak hem de vücudunuza sağlıksız bir besin girmemiş. Birçok sağlık sorununa da yararlı olan meyveler, kişilerin tatlı isteğini bastırmada en etken çözümlerdendir. Peki hangi meyveler tatlı isteğimizi bastırabilir? İşte onun yanıtı:

tatlı isteğini bastırmak için greyfurt, karpuz, kavun, kayısı, kiraz, papaya, şeftali, yaban mersini, dut, çilek gibi meyveleri yemeniz önerilir. Bu meyveler çok az miktarlarda şeker ihtiva ettiklerinden, kilo sıkıntısı yaşamamanıza olanak sağlayacak. Ancak, ilaç kullananların greyfurttan uzak durmaları önerilir. Sebebi ise, greyfurtun ilacın etkisini arttırması ve kişide ölüm riski yaratmasıdır. İlaç kullanıyorsanız, katiyen greyfurt yememelisiniz.

]]>

En yararlı içecekler nelerdir?

Sebze, meyve, süt ve çay gibi sıcak ve soğuk olarak birçok içecek çeşidi bulunmakta olduğu gibi, bu içeceklerin sağlığa yararlı ve zararlı olanları da bulunmaktadır. Gün içinde muhakkak ki hepimiz sıcak ya da soğuk olarak birçok içecek tüketmekteyiz. Peki bu içeceklerden hangileri sağlık için yararlı oluyorlar? Merak ettik ve araştırdık. Bizim gibi merak edenler için şimdi sayfamızda faydalı olan içecekleri sizlerle paylaşıyoruz.

Faydalı içecekler nelerdir?

Her bir içeceğin ihtiva ettiği vitamin ve mineraller farklı olduğu gibi, vitamin ve mineral değerleri de farklıdır. Bazısında çok fazla vitamin yer alırken, bazısı mineral bakımından zengindir. İşte sağlığa yararlı olan bu içeceklerin isimleri ve içerdikleri vitamin ve mineral değerleri:

Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, içecek denildiği zaman akla ilk su gelir ve su, tüm içecekler arasında en faydalı olanıdır. Birçok küçük şikayetlerden tutunda, ciddi birçok sağlık problemine karşı vücuda adetsız yararları dokunur. Bağışıklık sistemini en iyi destekleyen içecek sudur. Su, günde yaklaşık olarak 1,5 litre kadar içilmelidir.

Su gibi diğer faydalı içecekler ise şunlardır:

Yağlı süt: içeriğinde az miktarda yağ, karbondihidrat ve protein bulundurur. Yüksek kalsiyum içerir, d vitamini bakımından da zengindir. Kalori değeri ise, 225 gramda 120′dir.

Yeşil çay: bol miktarda flavonoit ve polifenol ihtiva eden yeşil çay, aynı zamanda diş ve kemiklerin güçlenmesine yardımcı olan florür de içerir. Kalori değeri ise 0 (sıfır)’dır.

İşlenmiş domates suyu: sodyumlu domates suyu antioksidan likopen içerir. Kalori değeri ise170 gramda 31′dir.

Sıcak çikolata: polifenol yönünden zengindir. Mutluluk hormonunun salınımı arttırır. Kalori değeri ise ev yapımında 225 gramda 195, toz halinde olanın da ise 81 ‘dir.

Kalori miktarı sıfır olan nane çayı da sağlığa yararlı içecekler arasında bulunur. Tüm bu faydalı içeceklerin yanı sıra soya sütü, portakal suyu, kızılcık suyu da sağlığa faydalı içeceklerdendir.

]]>

Bulgurun faydaları nelerdir?

Uzman hekimlere göre bulgur adetsız faydaları bulunan besinlerin başında gelmekte ve her hekim aşırıya kaçılmadığı müddetçe bulguru düzenli olarak tüketmeyi önermekteler. Türk mutfaklarının vazgeçilmez tadı olan bulgurun bilinen faydalarını sizlerle paylaşıyoruz. Hekimler günlük olarak tüketilmesi gereken bulgur miktarının 1 tabak olmasını önermekteler.

Günlük 1 tabak olarak tüketilen bulgur, bağırsak ve mide kanserine karşı koruma sağlar. Çinko, magnezyum ve krom ihtiva eden bulgur, aynı zamanda bol miktarda B1 vitamini içerir. Bulgur sinir sistemini düzenler, cinsel gücü arttırır, panik atak ve depresyonu önler.

Hekimler şeker hastalığı bulunanlara özellikle bulgur yemelerini önerirler. Bulgur, şekeri yükseltmez ve tok tutar. Hamile kadınlar bulgur tükettikleri zaman bebeklerinin beyin gelişimlerine destek olurlar. Sindirim sistemi, bağırsak, dolaşım, kalp, şeker, sinir hastalıkları ve pek çok kanser hastalığının husule gelmesini önler.

Bulgurun faydası

]]>

Çiğ beslenmenin faydaları nelerdir?

Gıdaları herhangi bir işlemden geçirmek besin öğelerinde bir miktar azalmaya sebebiyet vereceği için, beslenme uzmanları bazı gıdaların pişirilmeden ve hiçbir işlemden geçirilmeden tüketilmesi gerektiğini önermekteler. Çünkü pişirmede dahil gıdaları bazı işlemlerden geçirmek, hem geçirilen işlemin süresine hemde pişirme suyunun sıcaklığına göre gıdalardaki besin öğesi kayıpları artar. Bu sebeple pişirilmeden de tüketilen gıdaları pişirmemeye özen gösterin.

Çiğ beslenmenin faydaları

Tahıllar, kurubaklagiller, çoğu et ürünleri, patates, kereviz ve patlıcan yenilebilir bir duruma gelmesi için pişirilmesi gereken gıdalardır. Bu gıdaları pişirerek yemek üzerindeki bulunan mikroplar ve diğer maddelerin yok edilmesi için gereklidir. Ancak ıspanak, maydanoz, yeşil soğan, havuç, bezelye, sivri biber, brokoli, domates, enginar, karnabahar, lahana, marul, sarımsak gibi yiyecekler çiğ yendiklerinde birçok kanser hastalıklarının önlenmesine yardımcı oluyorlar.

Sebzeleri çiğ yemenin yararları arasında kalp hastalıklarından korunma, kansızlığın giderilmesi, sindirimin güçlenmesi, iştahın açılması, ödemin önlenmesi , kabızlığın giderilmesi, bağırsak zehirlenmesinin önüne geçilmesi de yer alır.

]]>

Besin alerjisi belirtileri nelerdir?

Besinlerin bizzat kendilerinden ya da besinlerle birlikte alınan başka etkenlerden dolayı husule gelen besin alerjisi, hastalarda mütenevvi belirtilerin ortaya çıkmasına sebep olur ve bu belirtiler kişilerin şiddetli bir şekilde yakındığı sorunlardır. Besin alerjisinin ortaya çıkmasında kişinin genel sağlık durumunun ve bünyesinin de etkisi vardır. Çünkü ünlü düşünürün dediği gibi, “Birisi için besin olan bir şey, diğeri için zehir olabilir”.

Besin alerjisinin belirtileri

Besin alerjisi daha çok çocuklarda meydana gelmektedir. Bunun sebebi ise çocukların tüketmiş olduğu besine karşı alerjisinin olup olmadığını bilmemesidir. Çocukluk döneminde tükettiği bir besinin kendinde alerjik reaksiyonlara yol açtığını gören ve bilen bir kişi, bundan sonraki hayatında o besine karşı daha dikkatli bir tüketim sergileyecektir.

Yapılan araştırmalarda besin alerjisinin sadece besini tüketmekle ortaya çıkmadığı anlaşıldı. Yani bu demek oluyor ki, bazı besinlerle temasta bulunmak ya da kokusunu solumakta besin alerjisi nedenidir. Besin alerjisi hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra şimdi gelelim merak ettiğimiz o soruya. Besin alerjisinin belirtileri nelerdir? İşte yanıtı:

Deride kaşıntı, yanma, kızarıklık, karıncalanma, üşüme ya da terleme, vücudun su toplaması, kırmızı lekelenmeler, sivilceler, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, burun akması, boğazda ağrı, kuruluk ve gıcık, orta derece de sağırlık, baş dönmesi, dengesizlik, gözlerde bulanıklık, sulanma, ağrı ve şaşılık, kızarıklık, şişkinlik, nefes darlığı, hırıltı, öksürük, kalpte çarpıntı, ellerde kızarıklık ve morarma, düzensiz nabız, ateş, solgunluk, omurlarda ağrı ve bayılma gibi birçok belirtisi bulunur.

Besin alerjisisin bu belirtilerinin birkaçı aynı anda yaşanıyorsa, uzman bir hekime gidilmeli ve tedavi için gereken metotlar uygulanmalıdır. Ayrıca besin alerjisi yapan yiyeceklere karşı da dikkatli olunmalıdır.

]]>

Hipotiroid hastaları nasıl beslenmeli?

Tiroid bezinin iltihaplanması olan hipotiroid hastalığı bireylerde üşüme, kabızlık, derinin kuruması ve solması, kilo artışı, sinir sisteminde çöküntüler, yorgunlu, aşırı duyarlılık, yorgunluk, konsantrasyon eksikliği, kalp atışlarının yavaşlaması gibi belirtiler meydana getirirken, sayı kanamasında anormallikler yaratıp damar sertliğine, sesin kısık gelmesine, saçların kırılgan bir yapıda olup kurumasına yol açmaktadır. Hipotiroid hastalığının tüm bu belirtilerini hafif bir şekilde atlatmak ve sebep olduğu sağlık sorunlarına yakalanmamak için, beslenmenize çok dikkat etmeniz gerekir. Peki uzmanlar, bu konuda hipotiroid hastalarına nasıl beslenmeleri gerektiğini önermekteler.

Hipotiroid hastaları ne yemeli

Hipotiroid hastalarında iyot eksikliği meydana geldiği için, hastalara iyotlu tuz kullanımı önerilmektedir. Bazı durumlarda kişi guatrojen besin öğelerini aşırı tüketiyorsa iyot emilimi engellendiğinden iyotlu tuz kullanımı da yeterli olmamaktadır. Brokoli, hardal, yer fıstığı, karnabahar, turp, brüksel lahanası, lahana ve soya fasulyesi çiğ tüketilmemelidir. Bunun nedeni ise, bu gıdaların pişirilerek tüketilmesinin guatrojen madde miktarını azaltmasıdır.

Hipotiroid hastaları kafeinden uzak durmalı, çay, kola, kahve ve çikolata tüketimine son vermelidir.

Dana karaciğeri, balık, dana eti, mercimek, mantar, ceviz, susam, ay çekirdeği, tam tahıllı ürünler selenyum ihtiva ettiğinden ve hipotiroid hastalarının selenyumdan eksik beslendiğinde tiroid fonksiyonları düzensizleşeceğinden bu besinler aşırıya kaçılmadan tüketilmelidir.

Omega-3 ihtiva eden balık haftada iki kez tüketilmelidir.

Sigaradan uzak durmanızda da sağlığınız açısından fayda var.

Tam tahıllı ürünler ve kurubaklagillerde bu hastaların tüketmesi gereken besinlerdendir.

]]>

Elementler hangi besinlerde bulunur?

Klorür, sodyum, kalsiyum, magnezyum, sülfür, potasyum, demir, fosfor, lityum insan vücudunun yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesi için ihtiyaç duymuş olduğu elementlerden sadece birkaçıdır. Nasıl ki sağlıklı bir yaşam sürmek için vücudumuzun vitaminlere ve minerallere ihtiyacı varsa, hem bedensel hem de zihinsel sağlığımız için elementlere de ihtiyacı vardır. Vücutta element eksikliği sağlık problemlerinin görülmesine sebep olabileceği gibi, element fazlalığı bulunmasının da zararı olduğunu aklınızdan çıkartmayın.

Elementler hangi yiyecekler bulunur?

Vücudun ihtiyaç duyduğu elementler nelerdir? Elementler hangi yiyecekler bulunur? Selenyum, fosfor ve çinko eksikliği hangi gıdalarla giderilir? Daha birçok sorunun yanıtı sizlerle.

Klorür elementi hangi gıdalarda bulunur?
Maden suları, kereviz, marul, zeytin, çavdar, deniz suyu, deniz otu ve domates.

Sodyum elementi hangi gıdalar bulunur?
Maden suları, hamsi balığı, peynir, deniz tuzu, kabuklu deniz hayvanları, kırmızı ve yeşil biber ve deniz sebzeleri.

Bor elementi hangi gıdalarda bulunur?
Maden suları, elma, havuç, tahıl, üzüm, yapraklı sebzeler, fındık ve armut.

Demir elementi hangi gıdalarda bulunur?
Maden suları badem avokado fasulye kırmızı pancar pancar mısır gevreği hurma yeşil yapraklı sebzeler ciğer Lima fasulyesi böbrek et yumurta balık akdarı fındık midye şeftali armut piliç kabak kuru üzüm pirinç kahve tahıl deniz sebzeleri istiridye.

Manganez elementi hangi gıdalarda bulunur?
Maden suları, avokado, kuru bezelye, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, fındık, deniz sebzeleri, tahıl taneleri ve kara hindiba çiçeği.

Çinko elementi hangi gıdalarda bulunur?
Maden suları, biftek, istiridye, hindi, tahıl ve baklagiller, kahvaltı gevrekleri, lifli yiyecekler.

Sülfür elementi hangi gıdalarda bulunur?
Maden suları, Brüksel lahanası, kuru fasulye, lahana, yumurta, balık, sarımsak, et, soğan, deniz tuzu, soya fasulyesi ve şalgam.

Magnezyum elementi hangi gıdalarda bulunur?
Maden suları, elma, kayısı, avokado, muz, pekmez-tahin, bezelye, esmer pirinç, süt ürünleri, balık, incir, sarımsak, greyfurt, yeşil yapraklı sebzeler , limon, Lima fasulyesi, et, ceviz, karabiber, maydano,z şeftali, nane, somon balığı, deniz tuzu, susam tohumu, soya fasulyesi, tofu tahıl ve tahıl taneleri.

Kalsiyum elementi hangi gıdalarda bulunur?
Maden suları, badem, asparagus, brokoli, tereyağı, lahana, keçiboynuzu, karahindiba çiçeği, yeşil yapraklı sebzeler, keçi sütü, incir süt ve süt ürünleri, somon balığı
sardunya balığı, deniz tuzu, deniz ürünleri, susam tohumları, şalgam yeşilliği, böğürtlen yaprağı, kuşburnu, nane, yulaf ve hardal yeşilliği.

Potasyum elementi hangi gıdalarda bulunur?
Maden suları, avokado, muz, kırmızı pancar, esmer pirinç, hurma, meyve kurusu,incir, balık, meyve, sarımsak, pırasa, domates, et, fındık, portakal, patates, piliç, kuru üzüm, sebzeler ve tahıl taneleri.

]]>

Kepek ekmeğin faydaları nelerdir?

Beyaz ekmeğin tedavülden kalkacağı ve yerine daha sağlıklı olduğu gerekçesiyle tam buğday ekmeğin getirileceği son dönemlerde en çok konuşulan tartışma konularından biri oldu. Halkın büyük bir çoğunluğu bu değişimden hoşnut olurken, bazıları içinde ak ekmeğin tadından vazgeçmek zor olacağı için, bu durumdan rahatsızlık duymaktalar. Ancak unutmayın ki son dönemlerde artan obezite sorununun en önemli sebeplerinden biri ak ekmek tüketmektir.

Kepekli ekmeğin faydaları

Uzmanlar ne kadar ki sağlıklı bir yaşam açısından kepek ekmek ve tam buğdaylı ekmek tüketilmesini önerseler de, halk kepekli ekmeklere ve buğday ekmeğine talep göstermiyor ısrarla ak ekmek almaya devam ediyor. Bu makalemizde kepekli ekmeğin faydalarını sizlere sunmak istedik. Böylece reddetmiş olduğunuz kepekli ekmeklerin aslında sağlık için ne denli büyük bir yararı olduğunu anlayabilir ve ak ekmek yeme ısrarından vazgeçmeyi belki deneyebilirsiniz.

İşte kepekli ekmek yemenin sağlık açısından faydaları.

 

Kepekli ekmek ak ekmeğe göre midede daha fazla kaldığı için çabuk acıkmamanıza, daha az yemek yemenizi sağlıyor. Kepekli ekmeğin bağırsaklardan geçmesi ak ekmeğe oranla daha hızlıdır. Kepekli ekmek suda çözülmez, kabızlığa da çok faydalıdır. Tükürük salgısını arttırmasından ötürü aşırı gıda tüketimini de önlemektedir. Çiğneme müddetini uzatır ve böylece ekmeğin daha küçük parçalarla mideye gönderebilirsiniz. Kan şekeri ve kan yağları üzerinde olumlu etkisi bulunur. Gıdaların ihtiva etmiş olduğu karbonhidrat ve yağın emilmesine kısmen engel olur. Kepekli ekmek tüketmek kanser hastalıklarının da önüne geçilmesine olanak sağlar. Kepekli ekmeğin protein ve vitamin değeri daha fazla, kalori daha daha azdır. Bu da şişmanlamanın önündeki en büyük kalkandır. Kanda lipid ve kolesterol üzerinde etkilidir.

]]>

Yoğurt suyunun faydaları nelerdir?

Yoğurt suyu B2 vitamini ihtiva etmekte ve B2 vitamini ise protein, karbonhidrat ve yağlardan vücudun daha iyi bir şekilde faydalanmasını sağlayan bir vitamin olmaktadır. Birçoğumuz yoğurdun hem tadını hem de kalitesini bozduğu için yoğurt suyunu dökmekte, başka şeyler için kullanmayı düşünmemekteyiz. Oysa ki, yoğurt suyunun ihtiva ettiği besin değerleri sağlık için son derece faydalıdır.

Yoğurt suyu faydaları

Vücutta B2 vitamin eksikliğinin bulunması başta göz ve ağız kenarlarında çatlamalara ve yaralara sebep olduğu gibi, çeşitli sağlık sorunlarının da husule gelmesinde rol oynamaktadır. Uzmanlar yoğurdun suyunun atılmamasını, yemeklerde ve keklerde kullanılmasını aynı zamanda da yoğurt suyundan ayran yapılıp içilmesini önermekteler.

vücut tarafından protein, karbonhidrat ve yağların daha fazla faydalanmasına olanak sağlayan B2 vitamini, yoğurt suyunun yanı sıra tarhana da bol miktarda bulunmaktadır. Vücutta B2 vitamini eksikliği olmaması için tarhana ve yoğurt suyu aşırıya kaçılmadan tüketilmelidir.

]]>

Süt içmek ishal yapar mı?


Doğkırmızı sütler diğer sütlere göre daha çabuk bakteri ürettiklerinden dolayı ve doğkırmızı sütlerin uygun saklama koşulları sağlanmadığında sağlık açısından son derece mühim faydaları bulunan süt, artık sağlık için zararlı bir hal alır. Çünkü doğkırmızı sütün ısıtılıp sonrasında bir saat kadar oda sıcaklığında bekletilmesi, o sütün bakteri yuvasına dönmesine sebep olur ve bu süt içildiğinde de çeşitli sağlık problemleri kendini gösterir.


Süt ishale yol açar mı?

Bakteri yuvasına dönmüş sütleri tüketmek elbette ki ishale yol açar. Sağlık açısından risk teşkil eden sütlerin içilmesi mide ve bağırsaklarda sorun yaratarak sindirim sistemini bozabilir. Özellikle de dolaptan çıkartıp ısıttığınız sütün mümkünse hepsini tüketin ya da tüketebileceğiniz kadar ısıtın. Çünkü ısıtılmış bir sütü bekletmemek hemen tüketmek gerekir.
Süt genellikle kolitli hastaların bir kısmında ishale yol açmaktadır. Bunun sebebi ise, laktoz içerikli sütün emilmemesi ve vücutta birikmesidir. Ancak tüm süt içen ve ishal olan hastalar için aynı şey söylenemez.
Aşırı derecede süt içen çocuklarda da ishal meydana gelebilir. Ayrıca ishal olan kişilerin sütten durması önerilir. Kesinlikle ishal iken süt ve süt ürünlerini tüketmeyin.

Köpek balığı kıkırdağının faydaları nelerdir?

Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olan köpek balıklarından elde edilen köpek balığı kıkırdağının yapılan ilmi araştırmalar sonucunda sağlığı ciddi manada tehdit eden bir çok soruna faydalı olduğu ortaya çıkmıştır. İhtiva ettiği etken maddeler sebebiyle bu kıkırdakta bulunan mukopolisakkaritlerin yoğunluğu köpek balıklarının güçlü bağışıklık sistemine sahip olmasının en önemli nedenidir. İşte yapılan araştırmalar neticesinde köpek balığı kıkırdağının sağlık açısından ortaya çıkan faydaları:

Köpek balığı kıkırdağı faydaları

Köpek balığı kıkırdağı kılcal damar oluşumunu engelleyici özelliktedir. Köpek balığı kıkırdağı tümörler ile savaşmaktadır. Köpek balığı kıkırdağı bağışıklık sistemini güçlendirir. Köpek balığı kıkırdağı cildi ve gözenekleri serbest radikallerden korur. Köpek balığı kıkırdağı mide rahatsızlıklarını giderir. Köpek balığı kıkırdağı vücudun dayanıklılığını arttırır. Köpek balığı kıkırdağı kan damarlarındaki tıkanıklığa iyi gelir. Köpek balığı kıkırdağı şeker hastalığı ve romatizmaya iyi gelir.

 

Köpek balığı kıkırdağı kalp hastaları, hamile ve gebelik riski bulunanlar tarafından sakıncalı olduğu söylendiği için bu kişiler köpek balığı kıkırdağını kullanmamalıdır.

]]>

Pirinç kilo aldırır mı?

Yapılan yeni bir araştırmaya göre pirincin kilo yapıp yapmadığı kesin olarak ortaya çıktı ve netleşen bu durum karısında özellikle de diyet yapan ve pirinç tüketmeyi seven hastalar rahat bir nefes aldı. Çünkü pirincin kilo yapmadığı aksine kişiyi tok tuttuğu ve çok fazla yemek yeme ihtiyacını ortadan kaldırıldığı öğrenildi. Bu nedenle diyet uzmanları kahverengi ve ak pirinci diyet yapan hastalara aşırıya kaçmadan pirinç tüketmelerine izin verdiler.

Kahverengi ve ak pirinç tüketmek yenilen her yemekten zevk almaya ve üstelik kaloriyi kontrol altında tutmaya, kişiye doygunluk ve tokluk sağlamaya faydalı olduğu öne sürüldü. Gıda teknolojisi uzmanları tarafından yapılan bu araştırmada, pirinç tüketmenin fasıla ve ana öğünlerde harika bir seçim oluğunu ortaya çıktı. Sağlıklı,dengeli ve kalori kontrollü bir diyet için pirinç yemekte hiçbir sakınca söz konusu değildir.

Pirinç kilo yapar mı?

]]>

Fazla süt içmenin zararları nelerdir?

Kalsiyum bakımından oldukça zengin ve demir bakımında da bir o kadar fakir olan süt, aynı zamanda vücudun depolamış olduğu demirin de vücuttan atılmasına yol açan bir besin olmaktadır. Bu nedenle uzmanlar başta çocukların çok aşırı bir şekilde süt içmelerinden yana taraftar değillerdir. Çünkü aşırı miktarda içilen sür vücutta demir eksikliğine yol açacaktır. Günde içilmesi gereken süt miktarı kesinlikle çocuklarda 3 bardağı, yetişkinlerde de 2 bardağı geçmemelidir. Fazla süt içmenin zararları hakkında daha detaylı bilgiyi yazımızın devamında bulabilirsiniz.

Fazla süt içmek zararlı mı?

Gelişme çağında fazla süt içen çocuklarda husule gelen demir eksikliği beyin gelişimini ve öğrenme becerisini olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Çünkü gelişme çağında olan bir çocuğun yetişkinlere oranla demire çok daha fazla ihtiyacı vardır. Günde yarım litreden fazla içilen süt aynı zamanda beslenmeyi de etkilemektedir.

Çok fazla süt içerenlerde yetersiz beslenme söz konusu olmakta ve tek yönlü beslenme meydana gelmektedir. Buda bilhassa çocukları çok kötü etkiliyor. Çünkü çocuk süt ile doyduğu için alması gereken vitamin ve mineralleri diğer besinleri tüketmediği için alamıyor. Demir eksikliğine bağlı kansızlık, aşırı huysuzluk, uykusuzluk, ağrı, yüz solgunluğu, bitkinlik sorunları aşırı süt içmenin zararlarıdır.

]]>

Çedene kahvesi faydaları nelerdir?

Ülkemizde Elazığ ilinde ve çevre bölgelerinde daha çok dağlık ve kırsal kesimleri kendine mesken tutmuş, iki metre kadar uzayan sakız yapraklı bir bitkinin verdiği küçük meyvelerden elde edilen çedene kahvesi, Elazığ ilinin yerli kesimi tarafından çok sevilen ve çok sık tüketilen bir içecek türüdür. Bilhassa da kış ayları geldiğinde Elazığlılar çedene kahvesinin birçok probleme iyi geldiğine inanarak bolca tüketmektedirler. Çedene kahvesinin faydaları bilimsel olarak kanıtlanmamış olmasına rağmen, bu kahveyi tüketenlerin pek çok sorunun kahve tüketiminden geçtiği için çedene kahvesi içmenin yararlı olduğu yaygın bir görüştür.

Çedene kahvesi faydaları

Çedene kahvesinin kış mevsiminde çok fazla tüketilmesinin nedenlerinden ilki, kış hastalıklarından dolayı husule gelen öksürüğün kısa sürede geçmesidir. Balgam söktürme, nefes açma, nefes darlığına iyi gelme gibi faydaları bulunduğu söyleyen çedene kahvesinin yanı zamanda antiseptik bir özelliğe içerdiği da yaygındır. Çedene kahvesinin faydaları arasında mide ülserine iyi gelmesi, ses tellerindeki sorunları gidermesi, mide ağrılarını dindirmesi, ağız kokusunu gidermesi, bağırsakları çalıştırıp kabızlığa iyi gelmesi, böbrek kumlarını dökmesi de yer alır.

Çedene kahvesi tüketenlerde ayak terlemeleri söz konusu bile değildir. Aynı zamanda bu kahveyi içen kişilerin yaraları da kısa sürede iyileşme göstermektedir. Vücuda dinçlik kazandırması ve kişiye kuvvet vermesi gibi faydaları olduğuna da inanılır.

]]>

Sütün içinde hangi vitaminler vardır?

Sağlık mütehassısları çocukluk döneminden itibaren süt içme alışkanlığının yetişkinlik ve yaşlılık döneminde de devam etmesi gerektiğini üstüne basa basa defalarca söylemekteler. Çünkü sütün içinde bulunan vitaminler hayatımız boyunca sağlıklı bireyler olarak yaşamımıza devam etmemiz için bizlere gerekli olan besin maddeleridir. Zeka gelişimi, göz sağlığı, deri sağlığı, büyüme, gelişme, hastalıklara karşı vücut direncinin artması gibi çeşitli faydaları bulunan süt, yağda ve suda eriyen tüm vitaminleri bünyesinde hapsetmektedir.

Sütte bulunan vitaminler

İnsanların dengeli bir beslenme sürdürmesi için kaynak olan süt, vücudun ihtiyaç duyduğu A, B12 ve C vitaminleri gibi vücudun ihtiyacı olan vitaminleri büyük ölçüde karşılar. Aynı zamanda sütün içinde fosfor ve kalsiyum ile D vitamini de yer almaktadır. Kemik erimesi, mide hastalıkları, diş çürükleri, tansiyon düşüklüğü, kanser, kronik bronşit, sindirim sistemi hastalıkları süt içerek önlenebilir.

Süt, vücudun kuvvetli ve dirençli olmasını sağladığı gibi, beyne enerji verir, saç ve tırnakların sağlıklı olmasına katkıda bulunur, yaşlanmayı geciktirir ve cildin yıpranmasını önler. Yaşamınızın hangi döneminde olursanız olun, süte karşı alerjiniz yoksa düzenli olarak süt tüketimine önem verin.

]]>

Glisemik indeks nedir?

Son dönemlerde adını sıkça duymuş olduğumuz glisemik indeks, tüketilmiş olan yiyeceklerin kandaki şeker oranını arttırmasını gösteren bir ölçümlemelerden biri olmakta ve aynı zamanda glisemik indeks diyetleri sayesinde kilo sorunu olanlar bu diyet programı ile kısa sürede rahat bir şekilde kilo vermektedirler. Glisemik indeks hesaplaması için gıdaların ihtiva ettiği 1 gr. karbonhidratın kanda şeker seviyesini saf glikozun tüketimine orantılanması ile yapılmaktadır.

Glisemik indeks

Glisemik indeks endeksi 100 olarak kabul edilmekte olup, glisemik indeksin hesabını yaparken kanda yer alan glukozun her gün farklı olması da hesaba katılmaktadır. Karbonhidrat içerikli yiyecekler kolay bir şekilde sindirilip kana hızlıca karıştıklarından glisemik indeksli fazladır. Düşük indeksli yiyecekler daha yavaş sindirilecek, pankreas daha az insülin salgılayacak ve akabinde kandaki şekerde dengelenecektir.

Düşük indeksli yiyecekler yoğurt, çilek, mercimek, süt, kuru kayısı, elma, armut, bezelye, havuç, kivi, muz, kuru kayısı, kivi, fasulye; orta indeksli yiyecekler haşlanmış patates, bal, dondurma, ananas, kuru üzüm; yüksek glisemik indeksli yiyecekler ise ak ekmek, mısır gevreği, kumpir, karpuz, patates kızartması olmaktadır.

]]>

Su içmeyi sevmeyenler ne yapmalı?

Yaz aylarına girmeye adetlı günlerin kaldığı şu bahar aylarında yaz sıcakları yavaştan yavaştan kendini göstermekte olduğundan vücudumuzun su ihtiyacı da giderek artmaktadır. Sıcak hava terlemeye neden olduğu için vücutta bulunan su miktarında azalma söz konusu olur ve bu nedenle yaz aylarında daha fazla su tüketmemiz gerektiğini sağlığımız açısından son derece mühim olduğunu unutmayalım. Vücutta sıvı kaybının olduğu yaz aylarında günde en az 2-3 litre su tüketmeye özen gösterelim. Peki su içmeyi sevmeyenler ne yapmalı?

su-icmeyi-sevmeyenler-icin-oneriler

Su içmeyi sevmeyenlere öneriler

Su içmek size işkence gibi geliyorsa eğer bu durumun çözümü oldukça basit. Su içmeyi sevmeyenler suyu farklı şekillerde tatlandırarak içebilirler. Nasıl mı? Suyunuzun içine meyve dilimleri atmak gibi.

Su içmeyi sevmeyenlere suyu sevdirecek ve yaz aylarında vücudun susuzluğunu giderecek meyveli sular oldukça pratik bir çözümdür sizler için. Yaz meyvelerinden istediğinizi dilimleyin ve bir sürahi dolusu suyun içine atın. Meyveler suyun içinde 15 dakika kaldıktan sonra suyunuz içmeye hazır demektir. Arzuya göre içine buzda atabilirsiniz. Limon, salatalık, karpuz, çilek, elma, armut, şeftali, mürdüm eriği ve diğer yaz meyveleri ile bu şekilde kendinize özel su hazırlayabilirsiniz. Üstelik bu karışım vücudunuzun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri almanıza da olanak sağlamaktadır.

]]>

Balık kılçığının faydaları nelerdir?

Balıklar tüm hayvanlar arasında en aza yağa sahip olan yiyeceklerden birisi olduğu için uzmanlar balık tüketiminden kimsenin sakınmaması gerektiğini söylerken, aynı zamanda balık kılçıklarının da sağlık için önemli faydalarını bulunduğu dile getirmekteler. Sağlıklı bir yaşam sürmek ve kiloyu sağlıklı oranlarda tutmak için balık son derece yararlı bir gıdadır.

Balık kılçığının faydaları

Balık kılçığının faydaları

Balık Omega-3 bakımından zengin bir besin olurken, balık kılçığı ise kalsiyum ve fosfor mineralleri bakımından oldukça zengindir. Balık kılçığının bünyesinde barındırmış olduğu kalsiyum ve fosfor kemiklerin güçlenmesine olanak sağlarken, kemiklerin dayanıklılığını arttırıyor ve kemik erimesi gibi ciddi sorunların önüne geçilmesini sağlıyor. Bu nedenle kemikleri ile ilgili problemleri olan hastalara balık etinin kılçıkla birlikte yenmesi öneriliyor.

Her balık elbette ki kılçığı ile birlikte tüketilmez ancak somon, ve sardalya gibi konserve balıklar yumuşak kılçıkları ile birlikte tüketilebilir. Ayrıca hamside küçük bir balık olduğu için kılçıkları ile birlikte tüketilebilir.

Balık tüketimi kalp hastalıklarını, felci, astımı, şeker hastalığını, kolesterolü, prostat kanserini önlemekte, kırışıkları azaltmakta ve kemikleri güçlendirmektedir. Kılçığı ile yenilebilir balıkları da düzenli olarak kılçıkları ile yemek aynı yararları sağlar.

]]>

Çileğin faydaları nelerdir?

Yaz aylarının en sevilen meyvelerinden birisi olan çilek, aynı zamanda vücudumuz tarafından da çok sevilen bir yiyecek olursak, çeşitli sorunların önlenmesine, sağlık sorunlarının giderilmesine olanak sağlayan meyvelerin başında da gelmektedir. Yaz mevsimi geldiğinde pazar, manav ve marketlerin tezgahlarında yer alan çilek meyvesinin sağlığa sunmuş olduğu yararları öğrenmek isteyenler için çileğin yararlarını sayfamızda paylaşıyoruz. Çilek meyvesinin tüketimi tüm beslenme uzmanları tarafından önerilmekte ve beslenme uzmanlarının da hemen hemen hepsi bu meyveye yaşamlarında yer vermektedir.

cilegin-faydalari-neler

Çileğin faydaları

İşte çileğin yararları;

Çilek diş sağlığını korumakta ve dişlerin kuvvetlenmesini sağlamaktadır. Çileği yaz mevsiminde düzenli olarak tüketen kişilerin diş etleri güçlenir, dişleri beyazlar ve ağız kokunu giderir. Çilek aynı zamanda sindirim üzerinde de etkili meyvelerden birisidir. Sindirimin düzenli çalışmasını sağlar. Kansere karşı da olumlu etkileri bulunan çilek meyvesi tam bir antioksidandır. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve kansere yakalanma oranını düşürür.

Çileğin faydaları arasında karaciğer hastalıklarına iyi gelmesi, stresi yok etmesi, tansiyonu dengelemesi, sakinleştirmesi, cilde nemlilik ve tazelik kazandırması gibi etkileri de bulunur. Damar tıkanıklığı olanlar çilek yiyecek bu sorunlarını geride bırakabilir. Ayrıca vücuttaki toksinlerinde dışarı atılmasına muavenet eder. Adet dönemi kanamalarını düzene sokar, vücuda dinçlik katar ve romatizmanın yanı sıra kemik ve eklem sorunlarında da olumlu etkileri bulunur. Düzenli çilek tüketenlerin böbrek taşları ve kumlarının da zamanla geçmesi çileğin vücuda sağladığı faydalar arasındadır

]]>

Şeker yerine ne kullanabiliriz?

Başta kilo problemleri olmak üzere pek çok sağlık sorununu tetikleyen şeker kullanımı, uzmanlar tarafından minimuma indirilmesi, hatta mümkünse hiç şeker kullanılmaması önerilmektedir. Suç dosyası epey kabarık olan şekerin vücudumuza bilmediğimiz o kadar çok zararı var ki, tüm bu zararlı etkisi ise yaşam kalitemizi düşürüp hayatımızı kısaltmaktadır. Çoğumuz şeker kullanımında kendimizi kısıtlayamıyor ve zararlarını bile bile şeker kullanmaya mecburi olarak devam ediyor. Gerek yiyeceklerde gerekse de içeceklerde şeker kullanmadan yapamıyoruz. İşte bu konuda uzmanlarımızın şeker yerine kullanılmasını önerdikleri diğer maddeleri sizlerle paylaşıyoruz.

seker-yerine-ne-kullanilmali

Şeker yerine ne kullanılmalı?

Şekerin zararlarından korunmak için şeker yerine ne kullanmamız gerektiğini uzmanlarımız şöyle açıklıyor:

Üç zararlı beyazlar grubunda yer alan şekerin eğer ki kullanımından vazgeçilemiyor ise esmer şeker kullanma alışkanlığı edinebilirsiniz. Şeker yerine doğkırmızı tatlandırıcılar kullanmak da bir çözüm yoludur. Sağlıklı beslenmek, daha kaliteli ve daha uzun ömürlü bir yaşam için doğkırmızı tatlandırıcılar yani bitkilerden elde edilmiş tatlandırıcı maddelerinin kullanımı daha cazip bir seçimdir.

Bal, pekmez, tarçın, kişniş, kuru üzüm maple şurubu şeker yerine kullanılabilir. Ancak bunların bazılarının şeker hastalarına zararlı olabileceği için bir hekime danışmadan hangi doğkırmızı tatlandırıcıyı ya da şeker yerine ne kullanmanız gerektiğine karar vermeyin. Genel sağlık durumunuza göre hekiminiz şeker yerine kullanmanız gereken en doğru seçimi size söyleyecektir.

]]>

Çağla meyvesinin faydaları nelerdir?

Bademin olmamış haline çağla denmekte ve pek çoğumuz bu yeşil olan meyvesi tuzlayarak yemekten büyük bir zevk alırız. Ekşi ve mayhoş bir tadı bulunan çağla meyvesinin aynı zamanda sağlık açısından bir takım hastalıklara iyi geldiği bilinmektedir. Çağla meyvesinin faydalarını ve etkili olduğu hastalıkları öğrenmek buyurun yazımızı okumaya devam edin.

caglanin-faydalari-nelerdir

Çağlanın faydaları nelerdir?

Çağla meyvesi ihtiva ettiği C ve E vitamininin yanı sıra selenyum ile kanser hastalıklarında koruma görevi üstlenmektedir. Kanserle savaşta en iyi meyvelerden biri olan çağla, bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olarak pek çok hastalığında gelişimini önler. Antioksidan özelliği bulunan bu meyve kuru yemiş olarak da satılmaktadır.

Çağla meyvesi pek çok ülkelerde yemeklere eklenmektedir. Gerek kurusu gerek yeşili cilde ve saçlara vitamin kazandırmaktadır. Öksürük kesici özelliği bulunur ve bağırsaklarda bulunan solucanların düşmesine de yardım eder. Çağla meyvesinin faydalarından yararlanmak için bu meyveyi evinizden eksik etmeyin.

Çağla meyvesinin yararlarından faydalanmak için sütle birlikte tüketebilirsiniz. Üstelik sütle birlikte tüketilen çağla, mideyi kuvvetlendirir, kan pıhtılaşmasını önler, kolesterolü düşürür, yaşlanmayı geciktir. Tüm bunların yanı sıra çağla meyvesinin faydaları arasında kalp krizi riskini azaltması, zihin yorgunluğuna iyi gelmesi, damar sertliğini önlemesi, balgam söktürmesi de yer almaktadır.

]]>

Tatlı krizi nasıl önlenir?

Bilhassa da regl dönemlerinde pek çok kadında tatlı yeme isteği başlar ve çoğunluğu da bu isteğini bastıramadığı için bu özel dönemlerinde sürekli tatlı tüketirler. Peki ama tatlı yemesi yasak olan, kiloları ile başı dertte olan ya da diyet yapan kadınlar bu isteklerine nasıl karşı gelecekler? İşte bunun yanıtı yazımızın devamında saklı. Tatlı krizimi nasıl önlerim diyorsanız, tatlı krizini önleme önerilerini okuyup uygulamaya başlayabilirsiniz.

tatli-krizini-onlemek-icin

Kan şekerinin düşmesinden dolayı ortaya çıkan tatlı yeme isteğini önlemek için kesinlikle sabahları kahvaltı yapmanızı tercih edilir. Çünkü sabahları kahvaltı etmek kan şekerinin yükselmesini sağlayacak ve günün geri kalan saatinde daha az tatlı yeme ihtiyacı hissedeceksiniz.

Elma, muz ve orman meyvelerini tüketerek de tatlı krizinizi önleyebilirsiniz. Eğer ki canınız gecenin ilerleyen saatlerinde tatlı yemek istiyorsa, bunu önlemenin en etkili yolu gece yemeğinden sonra dondurma ya da herhangi bir tatlıdan küçük bir parça yiyerek ilerleyen saatlerde tatlı krizinin önlenmesine olanak sağlar. Unutmayın gecenin geç saatlerinde yediklerinizi daha zor yakarsınız.

Fırınlanarak kurutulmuş tarçınlı elma dilimleri, yağsız sütle hazırlanmış küçük bir parça çikolata, renkli naneli şekerler, portakallı buzlu dondurma, buzlu dondurma çubukları kafi miktarda tüketilirse tatlı krizini önlenebilir.

]]>

22 Nisan 2013 Pazartesi

SAĞLIKLI ZAYIFLAMA

Sıkı diyet yapmadan zayıflamak mümkün mü ? Neden pek çok kişi yılın on ayı sağlıklı zayıflama yollarını unutup kısa sürede hızlı kilo vermek için uğraşıyor sonrada kısa sürede bıkıp demoralize oluyor ? Aslında burada bir hata söz konusu. Sağlıklı ve kalıcı bir zayıflamak için kısa sürede çok katı ve sert kurallar yerine yılın tümüne dağılmış ana kurallara dikkat etmek çok daha mantıklıdır. İnsanoğlu uzun süreli katı kurallara girerse bir süre sonra bunalmaya başlar ve bu durumun oluşturduğu stresin etkisiyle gizli bir depresyon gelişir. Sonucunda da sağlıklı bir zayıflama mümkün olmaz. Aslında diyet yapıyorum tanımlaması yanlıştır. Diyet yapmak yerine beden tipine uygun bilinçli beslenme felsefesini öğrenmek çok daha mantıklıdır. İkinici kural olarak ise tek başına diyet bilinçli bir zayıflama programının sadece bir bölümünü oluşturur. Başarılı ve kalıcı bir sonuç için düzenli egzersiz, bitki çayları, baharatlar, stres atma teknikleri, masaj, metabolizmayı canlandırıcı doğkırmızı ilaçlar da önemlidir. Hiçbir madde, ilaç, çay, şok diyet veya benzeri bir olay tek başına kalıcı ve sağlıklı zayıflama sağlamaz. Çok disiplinli bir yaklaşım gerekir. Şok diyetler ise ancak çok özel durumlarda ve çok kısa süreli olarak kullanılabilirler. Aç kalarak kilo vermek asla sağlıklı değildir ve uzun süre uygulandığında bedeni ciddi şekilde hırpalayabilir.GAYRET EDİYOR AMA ZAYIFLAYAMIYORSANIZ DİKKAT ! Diyete rağmen zayıflayamıyor musunuz ? Metabolizmanızda bir sorun olabilir. Bu durumda bir uzman hekime başvurup açlık insülin, açlık ve tokluk şekeri, tiroid fonksiyon testleri, bazı gıda alerji testleri gibi analizleri yaptırmanızda yarar var çünkü diyete rağmen kilo verememişseniz altında bir guatr, şeker, insülin bozukluğu veya gıda alerjisi gibi tıbbi durumlar çıkabilir.Peki gerçekten az mı yiyorsunuz ? Pek çok kişi aslında az yediğini zannetmektedir. Günlük gözlem yapabilirsiniz. Yarın sabahtan başlayarak gün içersinde her ne yiyorsanız veya içiyorsanız aynısından ve tam olarak aynı miktarda mutfak masanızın üstüne koyun ve gün boyunca gece yatana kadar onları kaldırmayın. Diyelim ki bir bardak çay içtiniz ve içine de bir şeker attınız masanın üstüne de bir bardak çayı ve yanına da bir küp şekeri koyun. Arada bir elma veya kaçamak bir dilim çikolata mı yediniz onları da mutlaka masaya koyun! Öğlen yediğiniz sebzeyi, eti, gece üstü kaçamaklarını, gece yemeğini, gece atıştırmalarını, kolaları, salataya döktüğünüz yağı, bisküvileri her şeyi ama her şeyi ta ki gece yatana kadar içtiğiz su dahil masanın üstünde biriktirin. Günün sonunda normal bir günde yediğiniz ve içtiğiniz miktarlann toplamını görünce emin olun ki çok şaşıracaksınız. Aslında az yediğini sanan pek çok kişi özellikle de günün sonunda oldukça şaşırmakta ve ben bu kadar çok gıda mı tükettim diye önemli bir gerçeği fark etmektedirler. Siz de bir günlük bu deneyi yapın ve ne kadar çok gereksiz atıştırma yaptığınızı görün !

SICAK HAVALARDA ZAYIFLAMA

Yazın sadece meyva yememe rağmen kilo alıyorum , neden?Kilo verebilmek için günde 3 ana öğün, dengeli olarak hayvansal protein ve sebze , karbonhidrat tüketmeliyiz. Ara öğün olarak da taze şekersiz meyvalar ve badem, leblebi tüketebiliriz. Ana öğünde yemek yerine karpuz , peynir yenilmesi doğru değildir. Kilo vermiş gibi olursunuz, ancak yağ oranınız artar. Kan şekeri hızlıca yükselir ve tekrar düşer. Sadece haftada 1 kez, canınızın karpuz istediğinde kendinize ödül olarak, sabah kahvaltıda peynir ve simit ile birlikte yenilebilir.Çok şekerli ve tatlı meyvalar kiraz, üzüm, karpuz, incir, olgun şeftali gibi, çok fazla şeker içerirler; bu nedenle tatlıdan farkları yoktur. Bunu bilerek, tatlı niyetine, fasıla öğün olarak ve canımız çok istediğinde yemeliyiz. Haftada 2 kez 2 dilim karpuz; haftada 1 kez 1 kase kiraz; haftada 1 kez küçük 1 tutam siyah üzüm yenilebilir. Unutmamalıyız ki, fasıla öğünde kendi 1 avucumuz kadar yiyebiliriz.Yazın aşırı terliyorum, çok bol su içmemize rağmen yorgunum, bacaklarımda kramp oluyor. Ne yapmalıyım? Bunun nedeni yazın terlemeyle gün içinde, su ile birlikte sodyum ve potasyum kaybedilirken; deniz ve havuz kenarında daha fazla hareketli olduğumuzdan kalsiyumu da birlikte kaybederiz; Kalsiyumu yağsız süt ve süt ürünleri ( yağsız peynir ve yoğurt), dereotu ile tamamlayabiliriz. Yeterince yiyemiyorsak veya 40 yaş üzerinde isek dışarıdan 1-2 hafta süresince kalsiyum alınabilir. Sodyum için günde 2 kez maden sodası Potasyum için patates( haşlanmış), 1 küçük muz, 1 avuç kuru üzüm yenilebilir.Acıktım ve canım yemek istemiyor, hangi meyvayı yiyebilirim? Şekeri az meyvalardan sert bir şeftali, 3-4 sayı nektarin, 1 yeşil elma, 1 kase çilek, 1 kase yeşil erik, 2 dilim ananas yenilebilir. Yanında mide kazınmasını engellemek için 3 sayı ceviz veya 5-6 badem yenilebilir.Akşam bir yemeğe davetliyim kilo almamak ve sabah yorgun uyanmamak için ne yapmalıyım? Yemekte et, balık veya tavukla birlikte sebze veya salata yenilebilir. Tatlı yemek istiyorsak yemekten hiç değilse 1,5 saat sonra yemeliyiz. Ya da alkol almak istiyorsak bir bardak kırmızı şarap içebilirsiniz. Unutmayın şarap mayalıdır yanında yine mayalı bir gıda olan peynir ile birlikte tüketmemeye dikkat edin. Mayalı gıdalar vücutta şişkinlik yapar, sindirimi yavaşlatır. Sonuçta kilo almanıza neden olurlar.  Zorda kalmadıkça gece geç saatlerde yoğurt ve peynir yenilmemelidir.Ertesi gün hayvansal gıda almadan sabah şekersiz meyva ( çilek ) kompostosu, öğlen ve gece yemeğinde bolca sebze (az yağlı bir kabak) yemeği tüketip ve bol su içerseniz, toksinleri kolayca atabilirsiniz. Bir sonraki sabah yorgunluğu atmış olarak uyanırsınız.Kabızlık için ne yapmalıyım? Bol ılık sıcak su 5 fincan ( en az) Günde 1-2 sayı form çay Sabah kahvaltıda keten tohumu 1,5 tatlı kaşığı musli ile birlikte yenilebilir Bamya gibi bol posalı sebzeler tüketilmeli Sabah erken ılık ballı limonlu suYazın güneşte güneş gözlüğünü kullaırken nelere dikkat etmeliyim? Gözlerimiz için Lutein adlı protein çok önemlidir. Lutein içeriğinden dolayı mutlaka iyi pişmiş yumurta haftada 2 kez yenilmeli. Ek olarak antioxidan vitamin C ve vitamin E alınması göz sağlığını korur.Özellikle Kilo vermek için nelere dikkat etmeliyim? • Yazın güneş ve kızartmalar, aşırı yağlı gıdalar, sakatatlar yerine; ızgara, buğulama, haşlama olarak hazırlanmış, yağı alınmış etler tercih edilmelidir. • Kan şekerinin hızla yükselip hızla düşmesine sebep olan yağlı, şekerli, ağır tatlılar yerine dondurma veya sütlü tatlılar tüketilmelidir. • Serinlemek için çok tüketilen gazlı, şekerli, kafein içeren içecekler yerine taze sıkılmış meyve suyu, soda ve bol su içilmelidir.Kaynak: Dr. Gönül Ateşsaçan

HER PAZARTESİ DİYETE Mİ BAŞLIYORSUNUZ ?

Diyete her pazartesi başlayıp çarşamba ya da perşembe bırakanlardansanız, unutmayın size sizden başka kimse yardımcı olamaz. İradeniz çok zayıfsa işte öneriler:1 ) Bir psikologtan yardım alın. İyi bir psikolog sizin her pazartesi verdiğiniz sözü niye yerine getiremediğinizi, neden başladığınız işi bitiremediğinizi altta yatan nedenleriyle anlatır.2 ) Kendinize mutlaka bir zayıflama partneri bulun. Bazen kendimizi kolay kandırabiliriz ama birlikte zayıflamaya karar verdiğimiz kişileri kandıramayız. Sabah birlikte yürüyüşe çıkacağınız bir komşu, gece iş çıkışı birlite spora gidebileceğiniz bir mesai arkadaşı, spor salonundan, yazlıktan bir arkadaş, dost sizi motive eder. Birbirinizi kontrol edersiniz. Hedefe giden yolu paylaşmak başarı şansınızı arttıracaktır. Gün içinde telefonla, mesajla diyetin nasıl gittiğini haber vermek bile sizi motive edecektir.3 ) Eğer kendinize hiç güveniniz yoksa, yatılı bir zayıflama merkezine gitmek belirli bir süre için yararlı olabilir. Buradaki ortak ruh ve konu sizi doğkırmızı olarak içine çekecektir.4 ) Her hafta kendinize yeni bir itici güç bulun. Örneğin diyete başladığınız 1′inci hafta doğkırmızı bir zayıflama hapı, 2′nci hafta farklı bir spor yöntemi, 3′ üncü hafta değişik bir zayıflamaya yardımcı çay, 4′ üncü hafta bir öncekinden farklı diyet, 5′inci hafta her gün tartılmak ve bel civarınızı ölçmek gibi yeni konular ekleyerek monotonluktan kurtulmaya çalışın.5 ) Tehlikeli durumlara karşı uyanık olun. Eğer diyete başladığınız hafta içinde gece yemeğe misafir alıp, mezuniyet töreni, düğün, nişan, söz, sünnet gibi kutlamalar yapacaksanız bu durumlar iradenizi aşırı zorlar. En iyisi bu dönemin geçmesini bekleyin. Çünkü yemeklere karşıdan bakarak mutsuz olursunuz ya da dayanmayıp yersiniz.6 ) ‘ Bir kereden bir şey olmaz ‘, ‘ Aman bugünü mü buldun yemeyecek’,'Hatırım için ye, gece yemezsin’, ‘Aman tabağında kalmasın bitir’ gibi cümleler sizetanıdık geliyor değil mi ? Türk toplumu olarak ısrara alışkınız. Ayıp olmasın diye ‘yiye yiye’ sonunda diyet uygulanamıyor. Bir kereden birşey olmaz demeyin. Diyeti bozduysanız bir sonraki öğünde çorba, zeytinyağlı hafif sebze yemeği tüketin ki kilo almayın.7 ) Bir zayıflama ve diyet günlüğü tutun. Kaçıncı gündesiniz, neler iradenizi zorluyor, hangi gün ne yaparsanız daha çok kilo veriyorsunuz gibi konuları bu deftere yazın. Zamanla kendinizi daha iyi tanıyacaksınız.

 
fx15 rephair formoline epila tüy dökücü indir diyet zayıflama